Bir an için dur. Şu nefes aldığın anı düşün. Ciğerlerine dolan havayı, onu fark etmeden içine çektiğin o görünmez mucizeyi... Ve sonra dön, en basit soruyu sor kendine:

İnsanı sevmiyorsan, nefesi nasıl sevebilirsin?

Modern Yalnızlığın İnşası: Az İnsan Öz İnsan Mı?

Sokaklar kalabalık ama ruhlar çorak. Herkesin dilinde aynı cümle: "Az insan, öz insan." Sanki insan bir nesneymiş gibi, seçilip ayıklanacak bir meta gibi konuşuluyor. Kimi az kirli, kimi çok kirli... ama unutulan şu ki; her biri, her bir zerresi, Allah'ın nefesinden bir parça taşıyor.

Kendi suretinden üflediği bir varlığı küçümseyen, aslında Yaradan’a göz kırparak isyan ediyor. İnsan insanı reddettikçe, yalnız kalmıyor sadece. Ruhunun derinliklerinde bir kavrulma başlıyor. İnsanı reddeden, suyu reddeder. Toprağı reddeder. Göğü reddeder. Kendini reddeder.

Şeytanın Mimarisi: İnsanlar Arasına Çekilen Görünmez Duvarlar

Şeytanın en büyük başarısı, kışkırtmak değil; bölmek olmuştur. İnsanın insandan tiksinmesini sağlamak. Şeytan, bir insanı bir başka insandan soğuttuğunda, bir galibiyet daha alır. Çünkü bilir ki; bir insan diğerine bakıp tiksinirse, Yaradan'ın eserine bakıp yüzünü buruşturmuş olur.

Bugün sosyal medyada birbirimize karşı nasıl nefret üretiyoruz, farkında mısın? Küçük kusurlar büyütülüyor, abartılıyor. İnsanlar karikatürize ediliyor. Birkaç hata bütün bir insanlık değerinin önüne geçiyor. Kimi zaman bir kelime, bir bakış, bir gülüş bile kıyamet sebebi oluyor. Ve sonunda ortaya çıkan şey şu: Herkes yalnız. Herkes birbirinden şüpheli. Herkes herkese mesafeli.

Sevmemek, Ruhun Sıvılaşmasıdır

Sevgi, katı olanı eritendir. Kin, akışkan olanı taşlaştırır. Sevmediğin her insan için kalbinde bir taş oluşur. Zamanla bu taşlar büyür, çoğalır, damarlarını tıkar, nefesini keser. Sevginin azaldığı yerlerde nefes de azalır.

O yüzden insan, en önce insanı sevmek zorundadır. Ne olursa olsun, ne kadar kırılmış olursa olsun. Kirli mi? Evet, belki. Hatalı mı? Şüphesiz. Ama unutma: Hatasız bir varlığa sevgi göstermek kolaydır. Asıl erdem, hatalarıyla birlikte insanı kucaklayabilmektir.

Ölümle Gelen Saflık: Geç Kalınmış Bir Anlayış

Öldüğünde her şey anlaşılacak. Bugün kötü bildiğin, küçümsediğin insanın aslında ne zorlu sınavlardan geçtiğini göreceksin. Belki de senin küçümsediğin o kirli ruh, senin ruhundan daha temiz çıkacak. Çünkü görünüşler yanıltır. Çünkü kusurlar insanın taşıdığı kederlerin, acıların, sınavların yüzeye vurmuş şekilleridir.

Ölüm, herkesi saflaştıracak. Bütün kibirler, bütün nefretler, bütün uzaklıklar orada eriyip gidecek. Gerçek yüzümüzü orada göreceğiz. Ve işte o zaman, birbirimize bu kadar katı davrandığımız için pişman olacağız. Çünkü herkes aslında saf bir ruhtan başka bir şey değil.

Sevgi Bir Başlangıçtır, Yargı Bir Son

İnsanı yargılamak kolaydır. İnsanı sevmek zordur. Ama şunu bil ki: İnsanı sevmezsen, Allah’ın yarattığı hiçbir şeyi sevemezsin. Çünkü bütün varlık zinciri insanda tamamlanır. Toprağı seviyorsan, insanı da seveceksin. Gökyüzünü seviyorsan, insanın çabasını da takdir edeceksin.

Ve kim bilir... Belki de sadece insanı sevdiğin için, Allah seni sevecek.