Tunus... Roma imparatorluğunun kalıntılarından Osmanlı'ya, Fransız kolonilerinden modern laik anayasaya kadar uzanan çok katmanlı bir ülke. Ama bu katmanlar sadece tarih kitaplarında değil; Tunus’un vatandaşlık sisteminde de kendini belli eder. Bir devlet düşün ki, hem “açık” hem “kapalı”. Hem “şeffaf” hem “seçici”. Ve vatandaşlık denilen şey, bazen başvuru dosyası değil, bir hakikat testi gibi işler.

Yasal Olarak Vatandaşlık Nasıl Alınır?

Tunus vatandaşlık hukuku, 1963 tarihli "Nationality Code" adlı yasanın çeşitli tarihlerde güncellenmiş versiyonlarına dayanır. Yasalara göre beş ana yol vardır:

  1. Doğumla vatandaşlık (jus sanguinis)
  2. Evlat edinme yoluyla
  3. Evlenme yoluyla
  4. İkamet süreli başvuru yoluyla
  5. Özel katkı ve istisnai durumlarla

Ama burada işler karmaşıklaşır. Çünkü bu beş yolun her biri, pratikte bir başka şeye dönüşür. Ve bu dönüşüm, Tunus’un “görünen yüzüyle, karar verici aklı” arasındaki farkı ortaya koyar.

Doğumla Vatandaşlık: Kağıtta Net, Gerçekte Bulanık

Tunus’ta doğmuş olmak, otomatik vatandaşlık sağlamaz. Anne ya da baba Tunusluysa, çocuk da Tunus vatandaşıdır. Ancak anne Tunuslu değilse ve babanın kimliği belirsizse? İşte orada bir boşluk başlar. Ve bu boşluk, doğmuş olsan da vatandaş sayılmaman gibi bir sonuçla bitebilir.

Özellikle Sahra altı Afrikalı göçmen ailelerin çocukları bu boşlukta büyür. Onlar Tunus'ta doğar ama Tunus'a ait sayılmazlar. Kimlik vardır ama devlete göre “yok gibidir”.

Evlenerek Vatandaşlık: Aşkın Anatomisi mi, Biyometrik Evlilikler mi?

Bir Tunus vatandaşıyla evlendiysen, vatandaşlık alman mümkün. Ama ne kadar mümkün? Kadın Tunusluysa, erkek yabancıysa; süreç daha zorludur. Erkek Tunusluysa, kadın yabancıysa; işler hızlanabilir. Bu asimetrik yapı, “kadının devletteki yeri” üzerinden okunur.

Evlilik sonrasında 2 yıl birlikte yaşarsan vatandaşlığa başvurabilirsin. Ama başvurun sadece medeni halinle değil, sosyolojik pozisyonunla da değerlendirilir. Nerede yaşıyorsun? Ne iş yapıyorsun? Hangi dili konuşuyorsun? Ve asıl soru şu: Tunus seni kabul eder mi, yoksa sadece “evlenmiş” mi sayar?

İkametle Vatandaşlık: Yedi Yılın Ardındaki Soru

Yasal olarak bir yabancı Tunus’ta 5 yıl (bazı durumlarda 2 yıl) ikamet ederse vatandaşlığa başvurma hakkı kazanır. Ama bu ikamet süresi, sadece zaman sayılmaz. Bu süreçte devlet senin kim olduğunu anlamaya çalışır. Yatırım mı yaptın, iş mi kurdun, hangi çevrede yaşadın, dinî ya da politik duruşun ne? Çünkü vatandaşlık, senin pasaportuna bir mühür değil; bir uyum testinin sonucudur.

Bazı durumlarda, 20 yıl kalıp vatandaşlık alamayan insanlar vardır. Bazı durumlarda, iki yılda alanlar. Çünkü Tunus’ta vatandaşlık yasası kadar, devletin “yüz ifadesi” de belirleyicidir.

İstisnai Vatandaşlık: Görünmeyenler Listesi

Tunus devletinin bazı durumlarda “doğrudan vatandaşlık” verme hakkı vardır. Bunlar genellikle bilim insanları, sanatçılar, yatırımcılar ya da istihbarat tarafından “uygun” bulunanlardır. Ama bu süreç tamamen kapalıdır. Ne zaman, kim, hangi gerekçeyle vatandaşlık alır? Resmi açıklamalar yapılmaz. Çünkü bu vatandaşlıklar görünmez dosyalarda, kapalı kapılar arkasında doğar. Ve kimlik kartı, aslında bir “sadakat belgesi”dir.

Tunus’ta Vatandaş Olmak Ne Demek?

Asıl soru burada başlar. Gerçekten Tunus vatandaşı oldun diyelim. Pasaportun oldu. Peki seni Tunuslular Tunuslu sayar mı? Sokakta, pazarda, devlet dairesinde, bir düğünde ya da cenazede… Sana “bizden biri” gibi bakarlar mı?

Çünkü burada vatandaşlık yalnızca kimlik değil; aynı zamanda kültürel aidiyetin kabulüdür. Ve bu kabul, evrakla değil, zamanla, davranışla, dilin tonuyla, susmanın yerinde oluşuyla sağlanır.

Zihin Karıştırıcı Gerçek: Vatandaş Olmadan Önce Zaten Vatandaş Gibi Yaşıyorsan?

Bazı yabancılar Tunus’ta vatandaş olmadan önce, oranın bir parçası olur. Kira sözleşmeleri vardır. Bakkalı tanır. Devlet dairesinde memurlar adını bilir. Bir hastane kaydı, bir trafik cezası, bir komşu kavgası… Ve tüm bu veriler, devlete der ki: Bu kişi burada yaşıyor. Ama pasaportu yok.

Tunus devleti bu insanlara bazen sessizce, bazen de hukuki düzenlemelerle vatandaşlık sunar. Çünkü sistem, resmi olmayanı resmi hale getirmek ister. Ama her zaman değil. Bazı insanlar, sonsuza kadar gri bölgede kalır.

Ve Sona Yaklaşırken Bir Ters Soru:

Tunus vatandaşlığı mı sana bir şey kazandırır? Yoksa sen mi Tunus’a “bir şey” olursan vatandaşlığa değer kazanırsın?

Belki de mesele sadece belge almak değil. Belki mesele, hangi ülkenin seni gerçekten ait hissedeceği ile ilgilidir. Çünkü bazı ülkelerde vatandaşlık bir formdur. Ama Tunus’ta? Bir hikâyedir. Ve senin hikâyene inandıklarında, seni yazmaya başlarlar.

<p>Tunus... Roma imparatorluğunun kalıntılarından Osmanlı'ya, Fransız kolonilerinden modern laik anayasaya kadar uzanan çok katmanlı bir ülke. Ama bu katmanlar sadece tarih kitaplarında değil; Tunus’un vatandaşlık sisteminde de kendini belli eder. Bir devlet düşün ki, hem “açık” hem “kapalı”. Hem “şeffaf” hem “seçici”. Ve vatandaşlık denilen şey, bazen başvuru dosyası değil, bir <i>hakikat testi</i> gibi işler.</p> <h2>Yasal Olarak Vatandaşlık Nasıl Alınır?</h2> <p>Tunus vatandaşlık hukuku, 1963 tarihli "Nationality Code" adlı yasanın çeşitli tarihlerde güncellenmiş versiyonlarına dayanır. Yasalara göre beş ana yol vardır:</p> <ol> <li>Doğumla vatandaşlık (jus sanguinis)</li> <li>Evlat edinme yoluyla</li> <li>Evlenme yoluyla</li> <li>İkamet süreli başvuru yoluyla</li> <li>Özel katkı ve istisnai durumlarla</li> </ol> <p>Ama burada işler karmaşıklaşır. Çünkü bu beş yolun her biri, pratikte bir başka şeye dönüşür. Ve bu dönüşüm, Tunus’un <b>“görünen yüzüyle, karar verici aklı”</b> arasındaki farkı ortaya koyar.</p> <h2>Doğumla Vatandaşlık: Kağıtta Net, Gerçekte Bulanık</h2> <p>Tunus’ta doğmuş olmak, otomatik vatandaşlık sağlamaz. Anne ya da baba Tunusluysa, çocuk da Tunus vatandaşıdır. Ancak anne Tunuslu değilse ve babanın kimliği belirsizse? İşte orada bir boşluk başlar. Ve bu boşluk, doğmuş olsan da vatandaş sayılmaman gibi bir sonuçla bitebilir.</p> <p>Özellikle Sahra altı Afrikalı göçmen ailelerin çocukları bu boşlukta büyür. Onlar Tunus'ta doğar ama Tunus'a ait sayılmazlar. Kimlik vardır ama devlete göre “yok gibidir”.</p> <h2>Evlenerek Vatandaşlık: Aşkın Anatomisi mi, Biyometrik Evlilikler mi?</h2> <p>Bir Tunus vatandaşıyla evlendiysen, vatandaşlık alman <i>mümkün</i>. Ama ne kadar mümkün? Kadın Tunusluysa, erkek yabancıysa; süreç daha zorludur. Erkek Tunusluysa, kadın yabancıysa; işler hızlanabilir. Bu asimetrik yapı, “kadının devletteki yeri” üzerinden okunur.</p> <p>Evlilik sonrasında 2 yıl birlikte yaşarsan vatandaşlığa başvurabilirsin. Ama başvurun sadece medeni halinle değil, <i>sosyolojik pozisyonunla</i> da değerlendirilir. Nerede yaşıyorsun? Ne iş yapıyorsun? Hangi dili konuşuyorsun? Ve asıl soru şu: Tunus seni kabul eder mi, yoksa sadece “evlenmiş” mi sayar?</p> <h2>İkametle Vatandaşlık: Yedi Yılın Ardındaki Soru</h2> <p>Yasal olarak bir yabancı Tunus’ta 5 yıl (bazı durumlarda 2 yıl) ikamet ederse vatandaşlığa başvurma hakkı kazanır. Ama bu ikamet süresi, sadece zaman sayılmaz. Bu süreçte devlet senin <i>kim olduğunu</i> anlamaya çalışır. Yatırım mı yaptın, iş mi kurdun, hangi çevrede yaşadın, dinî ya da politik duruşun ne? Çünkü vatandaşlık, senin pasaportuna bir mühür değil; bir <i>uyum testinin sonucu</i>dur.</p> <p>Bazı durumlarda, 20 yıl kalıp vatandaşlık alamayan insanlar vardır. Bazı durumlarda, iki yılda alanlar. Çünkü Tunus’ta vatandaşlık yasası kadar, <b>devletin “yüz ifadesi”</b> de belirleyicidir.</p> <h2>İstisnai Vatandaşlık: Görünmeyenler Listesi</h2> <p>Tunus devletinin bazı durumlarda “doğrudan vatandaşlık” verme hakkı vardır. Bunlar genellikle bilim insanları, sanatçılar, yatırımcılar ya da istihbarat tarafından “uygun” bulunanlardır. Ama bu süreç tamamen kapalıdır. Ne zaman, kim, hangi gerekçeyle vatandaşlık alır? Resmi açıklamalar yapılmaz. Çünkü bu vatandaşlıklar görünmez dosyalarda, kapalı kapılar arkasında doğar. Ve kimlik kartı, aslında bir “sadakat belgesi”dir.</p> <h2>Tunus’ta Vatandaş Olmak Ne Demek?</h2> <p>Asıl soru burada başlar. Gerçekten Tunus vatandaşı oldun diyelim. Pasaportun oldu. Peki seni Tunuslular Tunuslu sayar mı? Sokakta, pazarda, devlet dairesinde, bir düğünde ya da cenazede… Sana “bizden biri” gibi bakarlar mı?</p> <p>Çünkü burada vatandaşlık yalnızca kimlik değil; aynı zamanda <i>kültürel aidiyetin kabulüdür</i>. Ve bu kabul, evrakla değil, zamanla, davranışla, dilin tonuyla, susmanın yerinde oluşuyla sağlanır.</p> <h2>Zihin Karıştırıcı Gerçek: Vatandaş Olmadan Önce Zaten Vatandaş Gibi Yaşıyorsan?</h2> <p>Bazı yabancılar Tunus’ta vatandaş olmadan önce, oranın bir parçası olur. Kira sözleşmeleri vardır. Bakkalı tanır. Devlet dairesinde memurlar adını bilir. Bir hastane kaydı, bir trafik cezası, bir komşu kavgası… Ve tüm bu veriler, devlete der ki: Bu kişi burada yaşıyor. Ama pasaportu yok.</p> <p>Tunus devleti bu insanlara bazen sessizce, bazen de hukuki düzenlemelerle vatandaşlık sunar. Çünkü sistem, resmi olmayanı resmi hale getirmek ister. Ama her zaman değil. Bazı insanlar, sonsuza kadar gri bölgede kalır.</p> <h2>Ve Sona Yaklaşırken Bir Ters Soru:</h2> <p>Tunus vatandaşlığı mı sana bir şey kazandırır? Yoksa sen mi Tunus’a “bir şey” olursan vatandaşlığa değer kazanırsın?</p> <p>Belki de mesele sadece belge almak değil. Belki mesele, hangi ülkenin seni <i>gerçekten ait hissedeceği</i> ile ilgilidir. Çünkü bazı ülkelerde vatandaşlık bir formdur. Ama Tunus’ta? Bir hikâyedir. Ve senin hikâyene inandıklarında, seni yazmaya başlarlar.</p>