Köpeğini gezdiriyorsun. Yürürken kaldırıma yaptığı dışkıyı, poşetle alıp çöpe atıyorsun. Çünkü bu kanun gereği değil, vicdan gereği.

Yani bunu kimse senden istemedi. Birileri basmasın diye yaptın. Toplumsal nezaketin küçük ama etkileyici bir örneği.

Fakat bir gün… Başka bir köpek sahibi dışkısını almadığında uyarıldığını fark ediyorsun. Ve şu cümle yankılanıyor:

“Ama geçen gün siz almıştınız. Neden şimdi almıyorsunuz?”

İyilik, Artık Gönüllü Değil: Zorunlu Ahlak Taksimi

İşte burada bir şey kırılıyor. Senin sessizce yaptığın zarif bir davranış, başkalarının davranış normuna dönüşüyor. Ve daha kötüsü: Bu norm senin üzerine yasa dışı bir görev gibi yıkılıyor.

Çünkü artık “sen iyi biri olduğun için” değil, “başkaları seni izlediği için” aynı şeyi yapman bekleniyor.

Gönüllü Ahlakın Kamusal Linç Alanına Dönüşmesi

İyilik bir kez görünür olduğunda, onu yapmadığın her an, suçlu gibi algılanmaya başlarsın. Yani asıl problem şu değildir:

“Sen dışkıyı alıyor musun?”

Asıl problem artık şudur:

“Sen neden her zaman almıyorsun?”

Yani bir davranış, senin karakterinden çıkıp başkalarının kontrol paneline eklenmiştir.

Ve En Sinsi Durum: Görev Olmayan Ahlakın Emirle Dayatılması

Bir çöpçü yanına gelip, emrivaki bir tonda şunu söyler:

“O kakayı alacaksın.”

Bu cümle yalnızca bir emir değil. Aynı zamanda senin iyi niyetini gasp eden bir komuttur.

Çünkü burada artık “doğru olanı yapmak” değil, “bekleneni yapmak” söz konusudur.

Tablo: Gönüllülükten Yükümlülüğe Giden Etik Devrilme

Davranış İlk Algı Toplumun Tepkisi Zamanla Olan
Poşetle dışkı almak Nezaket, bilinç Takdir, örnek gösterme Beklenti, zorunluluk
Geriye bir kez bırakmak İnsanlık hâli Yadırgama Suçlama, toplumsal baskı
Uyarı gelince itiraz Hakkını savunma Saygısızlık damgası Sosyal dışlanma

Görünmeyen Ahlak Sömürüsü: İyi İnsan, Hep Aynı Kalmak Zorunda Değildir

İnsan hata yapabilir. Yorulabilir. Unutabilir. Ama iyilik yaptığında, hep o iyilik seviyesiyle etiketlenirse, o zaman artık insan değil, performans makinesi olur.

Senin bir gün yaptığın fedakârlık, ertesi günün yasal zorunluluğu gibi önüne sunuluyorsa, burada artık toplumsal denge yoktur. Etik sömürü vardır.

İyilik Görevi Değil, Tercihtir

İyiliğin büyüsü; gönülden yapılmasındadır. Eğer iyi davranış bir kere yapıldıktan sonra sonsuz tekrar zorunluluğuna dönüşürse, o davranış artık iyi değil,

Ve daha da kötüsü:

İnsan iyilikten yorulmaya başlar.

İyiliğin Kurbanı Olma: Sınır Koymak da Bir İnsanlık Hakkıdır

Bir gün dışkıyı alırsın, başka bir gün almazsın. Bu seni kötü biri yapmaz. Ama toplumsal sistem seni "hep iyi ol" zorlamasına iterse, bu senin değil, onların iyilik beklentisi bağımlılığıdır.

Çünkü bir toplum, ahlakı emre dönüştürürse, iyi insanlar kaçmaya başlar. Ve geriye sadece emir verip yapmayanlar kalır.

İyiliğin Ölçüsü Değil, Sınırı Konuşulmalı

Senin aldığın o dışkı, sadece bir hijyen davranışı değil. Aynı zamanda toplumun "gönüllü olanı zorla genelleştirme" refleksinin aynasıdır.

Ve belki de şu cümleyi unutmamak gerekir:

İyilik, görünce özendiren şeydir; emredilince itici olur.
<p>Köpeğini gezdiriyorsun. Yürürken kaldırıma yaptığı dışkıyı, poşetle alıp çöpe atıyorsun. Çünkü bu <em>kanun gereği</em> değil, <strong>vicdan gereği</strong>.</p> <p>Yani bunu kimse senden istemedi. Birileri basmasın diye yaptın. Toplumsal nezaketin küçük ama etkileyici bir örneği.</p> <p>Fakat bir gün… Başka bir köpek sahibi dışkısını almadığında uyarıldığını fark ediyorsun. Ve şu cümle yankılanıyor:</p> <blockquote>“Ama geçen gün siz almıştınız. Neden şimdi almıyorsunuz?”</blockquote> <h2>İyilik, Artık Gönüllü Değil: Zorunlu Ahlak Taksimi</h2> <p>İşte burada bir şey kırılıyor. Senin sessizce yaptığın zarif bir davranış, <em>başkalarının davranış normuna dönüşüyor</em>. Ve daha kötüsü: Bu norm senin üzerine <strong>yasa dışı bir görev gibi yıkılıyor.</strong></p> <p>Çünkü artık “sen iyi biri olduğun için” değil, “başkaları seni izlediği için” aynı şeyi yapman bekleniyor.</p> <h2>Gönüllü Ahlakın Kamusal Linç Alanına Dönüşmesi</h2> <p>İyilik bir kez görünür olduğunda, onu yapmadığın her an, <strong>suçlu gibi algılanmaya</strong> başlarsın. Yani asıl problem şu değildir:</p> <blockquote>“Sen dışkıyı alıyor musun?”</blockquote> <p>Asıl problem artık şudur:</p> <blockquote>“Sen neden her zaman almıyorsun?”</blockquote> <p>Yani bir davranış, senin karakterinden çıkıp <strong>başkalarının kontrol paneline</strong> eklenmiştir.</p> <h2>Ve En Sinsi Durum: Görev Olmayan Ahlakın Emirle Dayatılması</h2> <p>Bir çöpçü yanına gelip, emrivaki bir tonda şunu söyler:</p> <blockquote>“O kakayı alacaksın.”</blockquote> <p>Bu cümle yalnızca bir emir değil. Aynı zamanda senin iyi niyetini gasp eden bir komuttur.</p> <p>Çünkü burada artık “doğru olanı yapmak” değil, “bekleneni yapmak” söz konusudur.</p> <h2>Tablo: Gönüllülükten Yükümlülüğe Giden Etik Devrilme</h2> <table border="1" cellpadding="6" cellspacing="0"> <tbody> <tr> <th>Davranış</th> <th>İlk Algı</th> <th>Toplumun Tepkisi</th> <th>Zamanla Olan</th> </tr> <tr> <td>Poşetle dışkı almak</td> <td>Nezaket, bilinç</td> <td>Takdir, örnek gösterme</td> <td>Beklenti, zorunluluk</td> </tr> <tr> <td>Geriye bir kez bırakmak</td> <td>İnsanlık hâli</td> <td>Yadırgama</td> <td>Suçlama, toplumsal baskı</td> </tr> <tr> <td>Uyarı gelince itiraz</td> <td>Hakkını savunma</td> <td>Saygısızlık damgası</td> <td>Sosyal dışlanma</td> </tr> </tbody> </table> <h2>Görünmeyen Ahlak Sömürüsü: İyi İnsan, Hep Aynı Kalmak Zorunda Değildir</h2> <p>İnsan hata yapabilir. Yorulabilir. Unutabilir. Ama iyilik yaptığında, <em>hep o iyilik seviyesiyle etiketlenirse</em>, o zaman artık insan değil, performans makinesi olur.</p> <p>Senin bir gün yaptığın fedakârlık, ertesi günün <strong>yasal zorunluluğu</strong> gibi önüne sunuluyorsa, burada artık toplumsal denge yoktur. <strong>Etik sömürü vardır.</strong></p> <h2>İyilik Görevi Değil, Tercihtir</h2> <p>İyiliğin büyüsü; gönülden yapılmasındadır. Eğer iyi davranış bir kere yapıldıktan sonra <strong>sonsuz tekrar zorunluluğuna</strong> dönüşürse, o davranış artık iyi değil,</p> <p>Ve daha da kötüsü:</p> <blockquote>İnsan iyilikten yorulmaya başlar.</blockquote> <h2>İyiliğin Kurbanı Olma: Sınır Koymak da Bir İnsanlık Hakkıdır</h2> <p>Bir gün dışkıyı alırsın, başka bir gün almazsın. Bu seni kötü biri yapmaz. Ama toplumsal sistem seni "hep iyi ol" zorlamasına iterse, bu senin değil, onların <strong>iyilik beklentisi bağımlılığıdır.</strong></p> <p>Çünkü bir toplum, ahlakı emre dönüştürürse, iyi insanlar kaçmaya başlar. Ve geriye sadece emir verip yapmayanlar kalır.</p> <h2>İyiliğin Ölçüsü Değil, Sınırı Konuşulmalı</h2> <p>Senin aldığın o dışkı, sadece bir hijyen davranışı değil. Aynı zamanda toplumun "gönüllü olanı zorla genelleştirme" refleksinin aynasıdır.</p> <p>Ve belki de şu cümleyi unutmamak gerekir:</p> <blockquote>İyilik, görünce özendiren şeydir; emredilince itici olur.</blockquote>