Önce yavaşça başlar. Bir dua tutulmaz. Bir dilek cevapsız kalır. Bir gün gelir, göğe baktığında içinden hiçbir şey geçmez. Ve o an fark edersin:

İnanç gitmiş. Geride sadece düşünce kalmış. Ve düşünce, anlam üretmez… sadece sorgular.

İnanç Gidince Ne Kalır?

Hayat anlamsız bir ritme dönüşür. Günler tekrar eder. Doğarsın, yaşarsın, ölürsün. Ve arada hiçbir "neden" kalmaz. Çünkü inanç yoksa… acı sadece acıdır. Ölüm, sadece kayıptır. Ve mutluluk… beyindeki bir kimyasaldan ibarettir.

İnanç gittiğinde, hayat hala devam eder. Ama artık bir sebep yoktur. Yalnızca alışkanlıklar kalır. Uyanmak, yemek, çalışmak… Ama neden yaptığını bilmeden.

İnançsızlık Bir Boşluk mu, Yoksa Gerçek Yüz mü?

Kimileri için inançsızlık özgürlüktür. Artık hesap verilecek bir Tanrı yoktur. Korkulacak cehennem, ulaşılacak cennet kalmamıştır. Ama o özgürlük, çok geçmeden bir çürüme getirir. Çünkü insan sınırsız kaldığında… yönünü kaybeder.

Ve bir sabah, aynaya bakarsın. Ne olduğundan emin olamazsın. Kim olduğun değil artık sorun; neden hâlâ burada olduğundur.

İnançsız İnsan Ne Hisseder?

Boşluk. Ama öyle bir boşluk ki… sesini bile yutar. Bir şeye kızamazsın, çünkü suçlayacak Tanrı yoktur. Bir şey için şükredemezsin, çünkü teşekkür edecek bir ilahi güç kalmamıştır. Hayat, sadece olmuş bir şeydir. Sen de onun rastgele parçalarından birisin.

Bu Noktada Yaşamak Neden Devam Eder?

Çünkü alışkanlık, inançtan güçlüdür. İnsan, inancını kaybeder ama kahvesini içer. İnsan, umut etmez ama randevusuna gider. Çünkü insan, anlamsızlığı bile anlamaya çalışarak hayatta kalır. O bir makinedir. Ama içindeki boşluk, hâlâ fısıldar:

“Ya tüm bu anlamsızlığın içinde bir anlam gizliyse?”

Ve o cümle… belki yeni bir inancın ilk adımıdır. Çünkü inanç; kitapta değil, ihtiyaçta başlar.

İnançsızlığın Sonu Ne?

Bazıları sonsuza kadar kaybolur. Maddeye, sekse, başarıya, paraya sarılır. Yeni tanrılar yaratır. Bazıları tekrar aramaya başlar. Sessizce. Kimseye söylemeden. Bir gecenin ortasında, sebepsizce ağlayarak… yeniden başlar.

Ve bazıları… hiçbir şey bulamaz ama buna rağmen yaşamayı seçer. Çünkü bir şeyin anlamı olması gerekmediğini öğrenmiştir. Bazı şeyler sadece… olur. Ve bazen yaşamak, sadece nefes almakla değil… varlığı kabullenmekle devam eder.

İnancı olmayan bir ruh hâlâ hissediyorsa, belki de o his… yeni bir inanç biçimidir.
<p>Önce yavaşça başlar. Bir dua tutulmaz. Bir dilek cevapsız kalır. Bir gün gelir, göğe baktığında içinden hiçbir şey geçmez. Ve o an fark edersin:</p> <blockquote>İnanç gitmiş. Geride sadece düşünce kalmış. Ve düşünce, anlam üretmez… sadece sorgular.</blockquote> <h2>İnanç Gidince Ne Kalır?</h2> <p>Hayat anlamsız bir ritme dönüşür. Günler tekrar eder. Doğarsın, yaşarsın, ölürsün. Ve arada hiçbir "neden" kalmaz. Çünkü inanç yoksa… acı sadece acıdır. Ölüm, sadece kayıptır. Ve mutluluk… beyindeki bir kimyasaldan ibarettir.</p> <p>İnanç gittiğinde, hayat hala devam eder. Ama artık bir sebep yoktur. Yalnızca alışkanlıklar kalır. Uyanmak, yemek, çalışmak… Ama neden yaptığını bilmeden.</p> <h2>İnançsızlık Bir Boşluk mu, Yoksa Gerçek Yüz mü?</h2> <p>Kimileri için inançsızlık özgürlüktür. Artık hesap verilecek bir Tanrı yoktur. Korkulacak cehennem, ulaşılacak cennet kalmamıştır. Ama o özgürlük, çok geçmeden bir çürüme getirir. Çünkü insan sınırsız kaldığında… yönünü kaybeder.</p> <p>Ve bir sabah, aynaya bakarsın. Ne olduğundan emin olamazsın. Kim olduğun değil artık sorun; neden hâlâ burada olduğundur.</p> <h2>İnançsız İnsan Ne Hisseder?</h2> <p>Boşluk. Ama öyle bir boşluk ki… sesini bile yutar. Bir şeye kızamazsın, çünkü suçlayacak Tanrı yoktur. Bir şey için şükredemezsin, çünkü teşekkür edecek bir ilahi güç kalmamıştır. Hayat, sadece olmuş bir şeydir. Sen de onun rastgele parçalarından birisin.</p> <h2>Bu Noktada Yaşamak Neden Devam Eder?</h2> <p>Çünkü alışkanlık, inançtan güçlüdür. İnsan, inancını kaybeder ama kahvesini içer. İnsan, umut etmez ama randevusuna gider. Çünkü insan, anlamsızlığı bile anlamaya çalışarak hayatta kalır. O bir makinedir. Ama içindeki boşluk, hâlâ fısıldar:</p> <blockquote>“Ya tüm bu anlamsızlığın içinde bir anlam gizliyse?”</blockquote> <p>Ve o cümle… belki yeni bir inancın ilk adımıdır. Çünkü inanç; kitapta değil, ihtiyaçta başlar.</p> <h2>İnançsızlığın Sonu Ne?</h2> <p>Bazıları sonsuza kadar kaybolur. Maddeye, sekse, başarıya, paraya sarılır. Yeni tanrılar yaratır. Bazıları tekrar aramaya başlar. Sessizce. Kimseye söylemeden. Bir gecenin ortasında, sebepsizce ağlayarak… yeniden başlar.</p> <p>Ve bazıları… hiçbir şey bulamaz ama buna rağmen <em>yaşamayı seçer.</em> Çünkü bir şeyin anlamı olması gerekmediğini öğrenmiştir. Bazı şeyler sadece… olur. Ve bazen yaşamak, sadece nefes almakla değil… varlığı kabullenmekle devam eder.</p> <blockquote>İnancı olmayan bir ruh hâlâ hissediyorsa, belki de o his… yeni bir inanç biçimidir.</blockquote>