Bazı sorular insanın içini yakar ama kimseye sorulmaz. Çünkü ayıp sayılır. Çünkü günah denir. Ama kalpte susmaz:

“Her şeyi bilen Tanrı... Neden susuyor?”

Dünya yanıyor, savaşlar bitmiyor, masumlar ölüyor. Bir anne dua ediyor, çocuğu kurtulsun diye. Bir genç gecelerce yalvarıyor, sadece huzur istiyor. Bir mazlum yıllardır sabrediyor, adalet için. Ama cevap yok. Sadece sessizlik.

Bu Sessizlik Ne Anlama Geliyor?

Kimi diyor ki: Tanrı sınav yapıyor. Kimi diyor ki: Aslında yardım ediyor ama biz anlamıyoruz. Ama bazıları var ki... gittikçe uzaklaşıyor. Çünkü sessizlik, inancı kemiriyor.

İnsan bir ses duymak ister. Bir işaret. Bir yankı. Ama gökyüzü suskun. Ve zihin fısıldar:

“Ya cevap gelmiyorsa... çünkü orada kimse yoksa?”

İşte bu cümle, bir insanın içini karartır. Çünkü o noktada inanç, boşluğa dönüşür. Ve boşluk, her şeyi içine çeker.

Tanrı’nın Sessizliği İle İnsan’ın Çöküşü

İnsan en çaresiz anında dua eder. Ama cevapsız kalan dualar, yavaş yavaş insanı susturur. Bir gün gelir, dua etmeyi bırakır. Ve o gün, içindeki Tanrı da susar. İşte gerçek çöküş o andır. İnsan artık neye inandığını bilmez. Çünkü inandığı şeyden ses alamamıştır.

Yoksa Tanrı Konuşuyor da Biz mi Duyamıyoruz?

Belki de ses var ama bizim frekansımız bozulmuş. Belki gürültü çok fazla. Sosyal medya, politik bağırışlar, sahte hocalar, dini pazarlayanlar... Hepsi bir uğultu yaratıyor. Ve Tanrı’nın sesi, o uğultunun içinde kayboluyor.

Belki de cevap çoktan geldi... ama biz onu beğenmedik. Belki de Tanrı "hayır" dedi. Ve insan, sadece "evet" cevabına dua etmeye alıştı.

İnanç Bu Sessizlikle Test Edilir

Gerçek inanç, ses varken değil; sessizlikte ayakta kalmaktır. Tanrı’nın sustuğu yerde inanç, kendi sesini duyar. Ve o ses… ya bir isyan olur… ya da bir teslimiyet.

İnsan Tanrı’yla pazarlık yapamaz. Ama konuşmak ister. Ve cevap bekler. Olmayınca... yıkılır. Çünkü insan, sonsuz karşısında hep bir yankı arar.

Belki de En Derin Cevap Sessizliğin Kendisidir

Tanrı, bazen konuşmaz. Çünkü bazı cevaplar kelimelerle değil, zamanla gelir. Acı geçince, anlaşılan bir şey kalır: Ses yoktu ama sığınacak bir yer vardı.

Tanrı, belki sustu… Ama sen içindeki karanlıkta hâlâ ayakta durabiliyorsan… O hâlâ oradadır.

Tanrı’nın sessizliği, yokluğunun kanıtı değil… belki de senin dönüşümünün ilk adımıdır.
<p>Bazı sorular insanın içini yakar ama kimseye sorulmaz. Çünkü ayıp sayılır. Çünkü günah denir. Ama kalpte susmaz:</p> <blockquote>“Her şeyi bilen Tanrı... Neden susuyor?”</blockquote> <p>Dünya yanıyor, savaşlar bitmiyor, masumlar ölüyor. Bir anne dua ediyor, çocuğu kurtulsun diye. Bir genç gecelerce yalvarıyor, sadece huzur istiyor. Bir mazlum yıllardır sabrediyor, adalet için. Ama cevap yok. Sadece sessizlik.</p> <h2>Bu Sessizlik Ne Anlama Geliyor?</h2> <p>Kimi diyor ki: Tanrı sınav yapıyor. Kimi diyor ki: Aslında yardım ediyor ama biz anlamıyoruz. Ama bazıları var ki... gittikçe uzaklaşıyor. Çünkü sessizlik, inancı kemiriyor.</p> <p>İnsan bir ses duymak ister. Bir işaret. Bir yankı. Ama gökyüzü suskun. Ve zihin fısıldar:</p> <blockquote>“Ya cevap gelmiyorsa... çünkü orada kimse yoksa?”</blockquote> <p>İşte bu cümle, bir insanın içini karartır. Çünkü o noktada inanç, boşluğa dönüşür. Ve boşluk, her şeyi içine çeker.</p> <h2>Tanrı’nın Sessizliği İle İnsan’ın Çöküşü</h2> <p>İnsan en çaresiz anında dua eder. Ama cevapsız kalan dualar, yavaş yavaş insanı susturur. Bir gün gelir, dua etmeyi bırakır. Ve o gün, içindeki Tanrı da susar. İşte gerçek çöküş o andır. İnsan artık neye inandığını bilmez. Çünkü inandığı şeyden ses alamamıştır.</p> <h2>Yoksa Tanrı Konuşuyor da Biz mi Duyamıyoruz?</h2> <p>Belki de ses var ama bizim frekansımız bozulmuş. Belki gürültü çok fazla. Sosyal medya, politik bağırışlar, sahte hocalar, dini pazarlayanlar... Hepsi bir uğultu yaratıyor. Ve Tanrı’nın sesi, o uğultunun içinde kayboluyor.</p> <p>Belki de cevap çoktan geldi... ama biz onu beğenmedik. Belki de Tanrı "hayır" dedi. Ve insan, sadece "evet" cevabına dua etmeye alıştı.</p> <h2>İnanç Bu Sessizlikle Test Edilir</h2> <p>Gerçek inanç, ses varken değil; <em>sessizlikte ayakta kalmaktır.</em> Tanrı’nın sustuğu yerde inanç, kendi sesini duyar. Ve o ses… ya bir isyan olur… ya da bir teslimiyet.</p> <p>İnsan Tanrı’yla pazarlık yapamaz. Ama konuşmak ister. Ve cevap bekler. Olmayınca... yıkılır. Çünkü insan, sonsuz karşısında hep bir yankı arar.</p> <h2>Belki de En Derin Cevap Sessizliğin Kendisidir</h2> <p>Tanrı, bazen konuşmaz. Çünkü bazı cevaplar kelimelerle değil, zamanla gelir. Acı geçince, anlaşılan bir şey kalır: <em>Ses yoktu ama sığınacak bir yer vardı.</em></p> <p>Tanrı, belki sustu… Ama sen içindeki karanlıkta hâlâ ayakta durabiliyorsan… O hâlâ oradadır.</p> <blockquote>Tanrı’nın sessizliği, yokluğunun kanıtı değil… belki de senin dönüşümünün ilk adımıdır.</blockquote>