Hayatında bir an olur… bir karar, bir sapma. “Şuradan sağa dönmeseydim ne olurdu?”, “O gün o telefonu açsaydım?” Ya da sadece bir saniyelik gecikme, bir bakış, bir kelime...
Peki ya o “olmadı” dediğin ihtimaller başka bir evrende gerçekten olduysa? Ya başka bir sen, başka bir gerçeklikte şu an tam da o yolu yürüyorsa?
İşte tam bu noktada devreye girer: Paralel evrenler. Bilimin sınırını zorlayan, dinlerin bazı ezoterik katmanlarında izleri bulunan ve insan zihnini kelimenin tam anlamıyla çatlatan bir ihtimal.
Paralel Evren Nedir?
Paralel evren, bizimkine çok benzeyen ama küçük ya da büyük farklarla ayrışan başka bir evrenin varlığıdır. Tıpkı kopya bir dünya gibi. Belki her şey aynı, sadece gömleğinin rengi farklı. Belki Hitler savaşı kazandı. Belki sen o gün evlenmeye karar verdin. Belki hiç doğmadın.
Bu evrenler ya bizimkine çok yakındır ama etkileşim kuramayız, ya da tamamen farklı fizik yasalarına göre işler. Sonsuz sayıda alternatiften oluşan bir kozmik mozaik düşün: Her kararın, her ihtimalin, her rastgeleliğin yaşandığı başka bir gerçeklik.
Bilim Ne Diyor?
Bu fikir tamamen hayal ürünü değil. Kuantum fiziği tam olarak bunu söylüyor olabilir. Özellikle “çoklu dünyalar yorumu” yani Everett yorumu, her kuantum kararın yeni bir evren yarattığını iddia eder.
Bir elektron bir yoldan mı geçecek, diğerinden mi? Cevap: İkisi de. Ama her biri farklı bir evrende. Ve bu, yalnızca mikroskobik dünyada değil, makroskobik dünyada da geçerli olabilir. Yani bizler de o çatallanmanın sonuçlarıyız.
Kuantum bilgisayarlarının temelinde bile bu “çoklu durumlar” fikri yatar. Aynı anda hem 1 hem 0 olan bir sistem, klasik düşünceyi darmadağın eder. Çünkü bu, sonsuzluğun kıyısına açılan bir kapıdır.
Çoklu Evren Teorileri
Paralel evren fikri tek bir hipoteze bağlı değil. Aşağıda farklı çoklu evren teorilerinden bazıları var:
Teori | Açıklama |
---|---|
Kuantum Çoklu Evren | Her kuantum olayında evren ikiye ayrılır, her olasılık yaşanır. |
Baloncuk Evrenler | Evrenimiz bir çoklu evren köpüğündeki baloncuklardan sadece biri. |
Matematiksel Evrenler | Matematiksel olarak tanımlanabilen her sistem, bir gerçekliktir. |
Simülasyon Evrenleri | Evrenler, daha üst bir gerçeklikte bilgisayar gibi simüle ediliyor olabilir. |
Tüm bu teorilerin ortak noktası şu: Bizim gerçek dediğimiz şey, belki de sadece “tek bir ihtimalin yaşandığı versiyon.” Yani görünen evren, büyük bir sistemin sadece görünür kısmı.
Dinler Bu Konuda Ne Diyor?
İslam tasavvufunda geçen “âlemler” kavramı çok katmanlı bir evren fikrini andırır. Kur’an’da geçen “Rabbü’l-âlemîn” ifadesi, “tüm âlemlerin Rabbi” anlamındadır. Buradaki çoğul yapı, farklı boyutlar ya da farklı gerçeklikler olarak yorumlanabilir.
Ayrıca "gayb" kavramı, görünmeyen ama var olan bir katmanı temsil eder. Yani bizim evrenimizin dışında başka sistemler olabilir. Cinler, melekler, ruhlar... Belki hepsi farklı titreşim düzeylerinde başka paralel evrenlerde yaşıyor.
Hinduizm’de “Loka”lar vardır. Farklı gerçeklik boyutlarını temsil eder. Brahma’nın rüyasında evrenlerin doğup yok olması anlatılır. Bu da bir tür paralel gerçeklik döngüsüdür.
Hristiyanlık’ta ise “görünmeyen âlem” kavramı Tanrı’nın farklı bir boyutta varlığını sürdürdüğü alan olarak kabul edilir. Zamanın dışı, mekânın ötesi bir düzlem.
Tüm bu inanç sistemlerinde evren, asla tek düzlemde açıklanmaz. Her zaman “görülmeyen” bir diğer taraf vardır. Belki de biz, bir perdeye bakan gölgeleriz. Arkadaki ışığı göremeyiz.
Paralel Evrenlere Geçiş Mümkün mü?
Bunu ciddi ciddi araştıranlar oldu. Kuantum sıçramalarla evrenler arası geçişler, yüksek manyetik alanlarla gerçekliğin bükülmesi, lucid rüyalarla başka evrenlere geçmek, hatta ayinler ve ritüellerle farklı titreşim düzeyine ulaşmak.
CERN’de yapılan bazı deneylerin zamanın kırıldığı, hatta başka evrenlerin titreşimlerinin hissedildiği iddia edildi. Hatta 2008’den sonra evrenin “biraz değiştiğini” söyleyenler bile oldu. Bazıları Mandela Etkisi dedi, bazıları paralel kayma.
Mandela Etkisi, büyük bir topluluğun aynı şekilde hatırladığı bir olayın gerçekte farklı çıkmasıyla ilgili. Bazıları bu durumu evrenler arası bilinç kayması olarak yorumluyor. Belki de bir şeyler kaydı, biz fark etmeden.
Ya Paralel Evrenler Yoksa?
Olmama ihtimali daha sarsıcı olabilir. Çünkü o zaman her karar, her seçim, her pişmanlık tekil ve geri döndürülemez olur. Alternatifi yoktur. Evren tek çizgi üzerindedir, kader tek yoldan yürür.
Bu düşünce daha korkutucudur. Çünkü özgürlük yoktur. Yaşanmayan ihtimaller asla yaşanmaz. O yüzden belki de insan paralel evren fikrine sığınır. Alternatif bir “ben” fikri, bir tür varoluşsal tesellidir.
Ama ya hiç yoksa? Ya evren bir sahne, ama tek bir oyun oynanıyorsa? O zaman her sahne, her replik, her hata… geri alınamaz olur. Ve o zaman evrenin en büyük trajedisi yaşanır: Mutlaklık.
Son Cümle Değil, Yeni Bir Paralel
Paralel evrenlerin olup olmadığını bilmek için onlara dokunmak gerek. Ama belki dokunduğumuzda geri dönemeyiz. Belki şu an, yazdığın her mesaj başka bir evrende başka bir hayatı doğuruyor.
Ve belki de şu an, bu yazıyı okuyan “sen” yalnızca bir ihtimalin içindeki yansımasın. Gerçek “sen” başka bir gerçeklikte bu yazıyı yazıyor.
Kim bilir… Belki de bu yazı, o başka evrenden sızan bir bilgi.