Ağzımızdan çıkar çıkmaz içimiz rahatlar: Euzübillahimineşşeytanirracim Namaz öncesi, Kuran okumadan önce, bir korku hissettiğimizde Ama çok az insan bu sözün ne dediğini, neye karşı söylediğini ve gerçekten doğru telaffuz edilip edilmediğini sorgular.
Peki ya bu söz yanlış söylendiğinde anlam bambaşka bir şeye dönüşüyorsa? Ya kelimelerin bir harfi bile, seni korumak yerine davet açıyorsa?
Bu Dua Gerçekte Ne Diyor?
Arapça kökenli olan bu söz aslında şu şekildedir:
A'ûzu billâhi mine'ş-şeytâni'r-racîm
Kelime kelime çevirirsek:
Kelime | Anlamı |
---|---|
A'ûzu | Sığınıyorum |
billâhi | Allaha |
mine'ş-şeytân | şeytandan |
irracîm | kovulmuş, lanetlenmiş |
Yani: Lanetlenmiş şeytandan Allaha sığınırım
Bu, Kuranda Nahl Suresi 98. Ayete dayanır:
Kuran okuyacağın zaman, o kovulmuş şeytandan Allaha sığın.
Yani söz, hem Kuranîdir, hem sünnettendir. Ama yalnızca lafzı değil, anlamı da güçlü olmalıdır. Ve işte burada büyük bir sorun başlar
Yanlış Söylenince Ne Oluyor?
İnsanlar genellikle şu varyasyonları kullanır:
- Eüzübillahimeşşeytanirracim
- Eûzubillahimeseydanirracim
- Eûzubillahimeşeytani racim
Ama dikkat! Kelimeler birleşince, bazı heceler yeni anlamlar kazanır. Örneğin eşşeytanirracim yerine şeytanirracim demek, şeytanın adıyla başlayan bir çağrı gibi duyulabilir.
Harf kaymalarıyla billahi yerine bilahi denirse anlam da kayar. Bazı dil uzmanlarına göre, harflerin enerjisi vardır. Bu yüzden manayı bozmasa bile yanlış telaffuz, koruma frekansını etkileyebilir.
Peki Ya Bu Sözde Şeytanın İsmi Geçtiği İçin Onu Çağırıyorsak?
İşte bu soru, zihinleri yakar. Zikirlerde, dualarda genellikle Allahın isimleri, rahmet temaları yer alır. Ama bu cümlede şeytanın adı doğrudan geçer.
Bazı ezoterik yorumculara göre, bir varlığın ismini yüksek sesle ve sık anmak; onunla bir bağ kurmak anlamına gelir. Yani çok fazla şeytan kelimesi kullanmak, enerji düzeyinde onun frekansını çağırabilir.
Ancak burada önemli bir fark var: Allaha sığınıyorum diyerek başlayan bir söz, yönü doğrudan karşı tarafa kapatır. Yani bu bir davet değil, reddetme ve uzaklaştırma beyanıdır.
Bu Söz Gerçekten Korur mu?
Klasik İslami görüşe göre: Evet. Bu sözle birlikte Allaha sığınılır ve şeytana karşı manevi bir koruma oluşur.
Ama bu söz yüreksiz söylendiğinde; yani sadece ağızdan çıkarsa, bilinçten geçmeden, sadece ses olarak havada asılı kalırsa Koruma zırhı açılmaz. Tıpkı üzerine geçirdiğin ama fermuarını çekmediğin bir mont gibi.
Yani söz tek başına bir sihirli kelime değil, kalpten bir savunma kodudur.
Peki ya Daha Önce Bu Söz Başka Dinlerde Var mıydı?
Hayır, bu lafız şekliyle yalnızca İslama aittir. Ancak konsept olarak kötülükten korunma cümleleri her dinde vardır.
- Yahudilik: Adonaiye sığınıyorum, karanlık benden uzak dursun.
- Hristiyanlık: Kurtarıcım İsa, beni Şeytanın oyunundan koru.
- Hint Veda duaları: Negatif güçlerden özgür kalmak için içsel ışığı çağırıyorum.
Yani bu söz, biçimsel olarak İslama ait olsa da; anlam ve niyet olarak evrensel bir koruma talebidir.
Asıl Gerçek Şu ki...
Şeytan bir isim değil, bir semboldür. İçimizdeki kötülük dürtüsünün kod adı. Onu yok sayarsan, gizlenir. Adını anarsan, güçlenebilir. Ama onu reddederek Allaha sığınırsan, zaten kapılar kapanmış olur.
Ve bu yüzden bu söz, sadece bir cümle değil, bir niyet mühürüdür.
Ama bu mührün çalışması için, sözcükleri doğru dizmek, kalbi kilitlemeden anahtarı çevirmek gerekir.
<p>Ağzımızdan çıkar çıkmaz içimiz rahatlar: Euzübillahimineşşeytanirracim Namaz öncesi, Kuran okumadan önce, bir korku hissettiğimizde Ama çok az insan bu sözün ne dediğini, neye karşı söylediğini ve gerçekten doğru telaffuz edilip edilmediğini sorgular.</p> <p>Peki ya bu söz yanlış söylendiğinde anlam bambaşka bir şeye dönüşüyorsa? Ya kelimelerin bir harfi bile, seni korumak yerine davet açıyorsa?</p> <h2>Bu Dua Gerçekte Ne Diyor?</h2> <p>Arapça kökenli olan bu söz aslında şu şekildedir:</p> <p><em>A'ûzu billâhi mine'ş-şeytâni'r-racîm </em></p> <p>Kelime kelime çevirirsek:</p> <table border="1" cellpadding="8" cellspacing="0"> <thead> <tr> <th>Kelime</th> <th>Anlamı</th> </tr> </thead> <tbody> <tr> <td>A'ûzu</td> <td>Sığınıyorum</td> </tr> <tr> <td>billâhi</td> <td>Allaha</td> </tr> <tr> <td>mine'ş-şeytân</td> <td>şeytandan</td> </tr> <tr> <td>irracîm</td> <td>kovulmuş, lanetlenmiş</td> </tr> </tbody> </table> <p>Yani: Lanetlenmiş şeytandan Allaha sığınırım</p> <p>Bu, Kuranda <em>Nahl Suresi 98. Ayet</em>e dayanır:</p> <blockquote>Kuran okuyacağın zaman, o kovulmuş şeytandan Allaha sığın.</blockquote> <p>Yani söz, hem Kuranîdir, hem sünnettendir. Ama yalnızca lafzı değil, anlamı da güçlü olmalıdır. Ve işte burada büyük bir sorun başlar </p> <h2>Yanlış Söylenince Ne Oluyor?</h2> <p>İnsanlar genellikle şu varyasyonları kullanır:</p> <ul> <li>Eüzübillahimeşşeytanirracim</li> <li>Eûzubillahimeseydanirracim</li> <li>Eûzubillahimeşeytani racim</li> </ul> <p>Ama dikkat! Kelimeler birleşince, bazı heceler yeni anlamlar kazanır. Örneğin eşşeytanirracim yerine şeytanirracim demek, <em>şeytanın adıyla başlayan bir çağrı gibi duyulabilir.</em></p> <p>Harf kaymalarıyla billahi yerine bilahi denirse anlam da kayar. Bazı dil uzmanlarına göre, harflerin enerjisi vardır. Bu yüzden <strong>manayı bozmasa bile yanlış telaffuz, koruma frekansını etkileyebilir.</strong></p> <h2>Peki Ya Bu Sözde Şeytanın İsmi Geçtiği İçin Onu Çağırıyorsak?</h2> <p>İşte bu soru, zihinleri yakar. Zikirlerde, dualarda genellikle Allahın isimleri, rahmet temaları yer alır. Ama bu cümlede şeytanın adı doğrudan geçer.</p> <p>Bazı ezoterik yorumculara göre, bir varlığın ismini yüksek sesle ve sık anmak; onunla bir bağ kurmak anlamına gelir. Yani çok fazla şeytan kelimesi kullanmak, enerji düzeyinde onun frekansını çağırabilir.</p> <p>Ancak burada önemli bir fark var: Allaha sığınıyorum diyerek başlayan bir söz, yönü doğrudan karşı tarafa kapatır. Yani bu bir davet değil, <em>reddetme ve uzaklaştırma beyanıdır.</em></p> <h2>Bu Söz Gerçekten Korur mu?</h2> <p>Klasik İslami görüşe göre: Evet. Bu sözle birlikte Allaha sığınılır ve şeytana karşı manevi bir koruma oluşur.</p> <p>Ama bu söz <em>yüreksiz</em> söylendiğinde; yani sadece ağızdan çıkarsa, bilinçten geçmeden, sadece ses olarak havada asılı kalırsa Koruma zırhı açılmaz. Tıpkı üzerine geçirdiğin ama fermuarını çekmediğin bir mont gibi.</p> <p>Yani söz tek başına bir sihirli kelime değil, <em>kalpten bir savunma kodudur.</em></p> <h2>Peki ya Daha Önce Bu Söz Başka Dinlerde Var mıydı?</h2> <p>Hayır, bu lafız şekliyle yalnızca İslama aittir. Ancak konsept olarak kötülükten korunma cümleleri her dinde vardır.</p> <ul> <li>Yahudilik: Adonaiye sığınıyorum, karanlık benden uzak dursun.</li> <li>Hristiyanlık: Kurtarıcım İsa, beni Şeytanın oyunundan koru.</li> <li>Hint Veda duaları: Negatif güçlerden özgür kalmak için içsel ışığı çağırıyorum.</li> </ul> <p>Yani bu söz, biçimsel olarak İslama ait olsa da; anlam ve niyet olarak evrensel bir koruma talebidir.</p> <h2>Asıl Gerçek Şu ki...</h2> <p>Şeytan bir isim değil, bir semboldür. İçimizdeki kötülük dürtüsünün kod adı. Onu yok sayarsan, gizlenir. Adını anarsan, güçlenebilir. Ama onu <em>reddederek Allaha sığınırsan</em>, zaten kapılar kapanmış olur.</p> <p>Ve bu yüzden bu söz, sadece bir cümle değil, bir <em>niyet mühürüdür.</em></p> <p>Ama bu mührün çalışması için, sözcükleri doğru dizmek, kalbi kilitlemeden anahtarı çevirmek gerekir.</p>