Bir ülke düşün. Afrika’nın kuzeyinde. Akdeniz kıyısında ama çölün sessizliğini sırtında taşıyor. Adı Cezayir. Fransızcayla Arapçanın çatıştığı, Berberi gelenekle Fransız hukukun çarpıştığı, Kağıt üstünde bir şey, sahada bambaşka bir şey olan bir coğrafya. Bu ülkenin vatandaşlığını almak mümkün mü? Evet. Ama nasıl? İşte burada zihin yanmaya başlar.
Resmi Gerçeklik: Hukuki Çerçevede Vatandaşlık
Cezayir’de vatandaşlık 1970 tarihli Cezayir Vatandaşlık Kanunu’na dayanır. Bu kanuna göre üç ana yol vardır:
- Doğum yoluyla (jus sanguinis – soy esasına göre)
- Evlilik yoluyla
- İkamet ve başvuru yoluyla (doğallaşma)
Her şey burada mantıklı. Ama bu sadece ilk katman. Derinleştikçe Cezayir’in vatandaşlık sistemi, ülkenin tarihî ve siyasi travmalarıyla iç içe geçmiş gizli bir anlatıya dönüşüyor.
Cezayir’de Doğmak: Vatandaşlık mı, Statüsüzlük mü?
Cezayir’de doğan çocuk otomatik olarak vatandaş olmaz. Eğer annen ya da baban Cezayirliyse, vatandaşlık verilir. Ama göçmen bir ailenin çocuğuysan – özellikle Sahra altı Afrika’dan gelmişsen – işler değişir. Devlet seni görür ama kabul etmeyebilir. Sen burada büyürsün ama burada yoksundur.
Burası Avrupa gibi değil. “Toprakta doğdun, artık bu ülkenin evladısın” romantizmi yok. Burada geçmişin neyse, sen osun. Ve geçmişin kayıt altındaysa, vatandaş olursun. Değilse, sadece bir gölgesin.
Evlilikle Vatandaşlık: Aşk mı, Bürokrasi mi, Şüphe mi?
Bir Cezayir vatandaşıyla evlenirsen, vatandaşlık başvurusu yapma hakkı kazanırsın. Ama bu sadece kağıt üstünde. Gerçekte, devlet evliliklere güvenmez. Özellikle yabancı kadınlar için süreç daha zorludur. “Bu evlilik gerçek mi?” diye sormazlar, “Bu kadın neden Cezayir vatandaşı olmak istiyor?” diye düşünürler.
Fransa ile yaşanmış kolonyal hafıza burada hâlâ çok güçlüdür. Devlet, Batılı bir kadının “saf duygularla” bu topraklara gelmeyeceğine inanır. Bu yüzden başvurular uzar, belgeler kaybolur, memurlar ortadan kaybolur. Ama sen sabırlıysan, sonunda olur. Çünkü burada her şey geç olur. Ama bazen olur.
İkamet ve Başvuru Yoluyla Vatandaşlık: 7 Yıllık Hayalet Hayat
Resmi olarak bir yabancı, Cezayir’de yedi yıl yasal olarak yaşarsa, vatandaşlık başvurusu yapabilir. Ama dikkat: Bu 7 yıl sadece zaman değildir. Bu 7 yıl içinde, seni izlerler. Çalışıyor musun? Sosyal ilişkilerin var mı? Dini, politik bir kimliğin var mı? Kiminle görüşüyorsun? Hangi mahallede yaşıyorsun?
Çünkü burada vatandaşlık, sadece pasaport değil, kontrol edilme iznidir. Seni kabul ederken seni sistemin içine almak isterler. Ve bazen bu sistem, seni izleyerek güvenlik duvarları örer.
Gerçek Vatandaşlık Nerede Başlar?
Belki de vatandaşlık, devletin seni kabul etmesiyle değil, toplumun seni içeri almasıyla başlar. Cezayir’de “vatandaş” olmak, bazen bir aileye dahil olmak, bir mahallede tanınmak, bir cemaatte saygı kazanmakla ilgilidir. Sistemin seni tanıdığı yer burasıdır. Pasaport? Sonra gelir.
Özellikle güney bölgelerinde – Tamanrasset gibi – topluluk yapısı devletten daha güçlüdür. Senin kim olduğunu devlet değil, komşun belirler. Eğer sen “bizden biri” olduysan, vatandaşlık başvurusuna bile gerek kalmaz. Çünkü sistem dışı sistemlerde, onay belgesi mahallenin duasıdır.
Fransa Gölgesi: İki Pasaportlu Kimlik Çatışması
Birçok Cezayirli çifte vatandaş. Fransız pasaportlarıyla Avrupa’da yaşıyor, Cezayir’de yaşıyor gibi yapıyorlar. Bu durum devletin vatandaşlık dağıtımına temkinli yaklaşmasına neden oluyor. Çünkü sen bugün Cezayir vatandaşısın, yarın Fransa'da “Cezayir’i eleştiriyorsun.” Bu yüzden devlet hem verir, hem şüpheyle bakar.
Gizli Anayasalar: Vatandaşlık İçin Politik Anahtarlar
Cezayir’de bazı durumlarda vatandaşlık “verilmez, gösterilir.” Sen devlete bir katkıda bulunduysan, bir bilimsel çalışma, kültürel proje, bölgesel kalkınma desteği… Sana “vatandaşlık için kapı açıldı” derler. Ama bu kapıdan herkes geçemez. Bu bir tür ödüldür. Ve her ödül, sessiz bir sadakat ister.
Sonuç Değil, Sorgulama
Sen bu satırları okurken, Cezayir’de bir yerde biri vatandaşlığa başvuruyor olabilir. Ama onun başvurusu devlet binasına değil, bir kahvehaneye, bir cuma çıkışına, bir düğün salonuna yapılmıştır. Ve cevabı posta yoluyla değil, bakışlarla gelecektir.
Çünkü Cezayir’de vatandaş olmak, bir kağıt işi değil, bir kimlik bilmecesidir. Fransa’nın hayaleti, Berberi hafızası, İslam’ın kuralları, askeri devletin gölgesi ve halkın vicdanı aynı masada oturur. Sen o masaya neyle geldiysen, vatandaşlık da ona göre sana verilir ya da verilir gibi yapılır.