Bulgaristan. Sanki Avrupa'nın arka odası. Ama o odanın bir kapısı var… Ve o kapı her zaman açık değil.
Bir ülke düşün ki; Avrupa Birliği içinde yer alıyor ama hâlâ post-komünist paranoyanın izlerini taşıyor. Bir ülke düşün ki; sınırları geçmek kolay, ama kimliğine dahil olmak bir sınav.
1. Bulgaristan Vatandaşlığını Almanın Yolları
Resmi yollar kağıt üstünde çok net görünür:
- Doğuştan – Bulgar anne veya babaya sahipsen
- Uzun süreli ikamet – En az 5 yıl yasal oturum sonrası başvuru hakkı
- Evli olmak – Bulgar vatandaşı ile 3 yıl evli kalanlar için kısaltılmış süreç
- Yatırım – En az 1 milyon Bulgar levası (~500.000 EUR) yatırım karşılığında hızlı vatandaşlık
- Türk köken – Bulgaristan göçmeni ailen varsa, seni doğrudan “asil vatandaş” kabul edebilirler
Ama burada yazanlar buzdağının görünen yüzü. Gerçek mücadele, görünmeyen tarafta başlar.
2. Dil ve Kültür: Kabul Edilmenin Asıl Kriteri
Resmi evraklarla vatandaş olabilirsin. Ama Bulgar gibi yaşamadıkça, gerçekten ait sayılmazsın.
Yetkililer sana “evet” dese bile, sokaktaki bürokrat, "Bu bizim insanımız mı?" diye içinden geçirir.
Bu yüzden:
- Bulgarca bilmek bir zorunluluk değil gibi görünür ama pratiktir.
- Ortodoks bayramlarına aşina olmak sosyal kabulü artırır.
- Osmanlı geçmişinden gelen etnik hassasiyetleri bilmiyorsan, sürekli ‘yabancı’ kalırsın.
Unutma, vatandaşlık sadece belge değil, bir tarihsel hafızaya dahil olma iddiasıdır.
3. Yatırım Yoluyla Hızlı Vatandaşlık: Sıfırdan Avrupa Pasaportu
Bulgaristan, “Golden Visa” türü programları kısıtladı. Ama hâlâ yatırımcılar için açık kapılar var.
1 milyon Bulgar levası yatırım yaparak (bonds, fonlar, şirket hissesi) 18-24 ay içinde vatandaşlık alınabiliyor.
Ancak dikkat: Bu süreçte hükümet zaman zaman politika değiştiriyor. Ve başvuru süreci gerçekten şeffaf değil.
Bazı “aracı şirketler” bu işlemleri hızlandırdığını iddia ediyor. Ama işin arkasında gri bir danışmanlık ekonomisi oluşmuş durumda.
4. Türk Kökenliysen Avantajlısın… Ama Sorgulanacaksın
Osmanlı’dan kalma soy bağın varsa — yani deden Bulgaristan’dan göçtüyse — “Bulgaristan Türkü” kategorisine girersin.
Ve bu, vatandaşlık başvurunu kolaylaştırır. Ancak işte asıl çarpıcı detay burada başlar:
Bulgar devleti seni kabul etse bile, seni Türk olarak mı yoksa Bulgar olarak mı tanımladığı tam olarak belli değildir.
Ve bu kimlik karmaşası, her vatandaşlık kartının arkasında bir kültürel kimlik pazarlığı taşır.
5. “Vatandaşlık” Resmidir… Peki Ya “Vatandaşlık Hissi”?
Bir pasaporta sahip olmak kolaydır. Ama o ülkeye ait hissetmek… bambaşka bir serüvendir.
• Bulgaristan seni kabul etti diyelim. Ama sen hâlâ Türk dizisi izliyorsan, Türk bayramlarını kutluyorsan, Türkçe rüya görüyorsan…
O zaman sen sadece belgeli bir göçmensindir.
Çünkü Bulgaristan, zihinsel olarak “Avrupa’ya aitmiş gibi görünen” ama kalbi hâlâ Slav mitolojisine gömülü bir ülkedir.
Ve oraya girmek demek, sadece AB pasaportu değil, zamanın belleğine bir iz bırakma cesareti demektir.
Bulgaristan Vatandaşlığı, Evraklardan Çok Daha Fazlasıdır
Elbette başvuru belgeleri, oturum izni, yatırımlar önemlidir. Ama gerçek sorular şunlardır:
“Bu ülkeye sadece kimlik kartı için mi geliyorsun?” “Yoksa tarihin gölgesine ayak basıp, kendine yeni bir kimlik mi kuruyorsun?”
Bulgaristan vatandaşı olmak istiyorsan, sadece belgeleri değil — kültürel hafızayı, dili, hatta Balkanların karmaşık kolektif bilinçaltını da taşımaya hazır ol.
Çünkü bu vatandaşlık… bir giriş değil. Bir sınavdır.