Bir düşün: Yıllardır aynı cümleleri tekrar ediyorsun. Arapça... Ne söylediğini bilmiyorsun ama söylüyorsun. Çünkü sana böyle öğretildi. Çünkü dediler ki "Dua Arapça olmalı." Dediler ki "Anlamasan da oku, melekler anlar."

Ama şimdi dur ve sor kendine: Allah benim hangi dilde dua ettiğime mi bakar, yoksa nasıl bir kalple ettiğime mi?

Dua Nedir? Gerçekten Nedir?

Dua, söz değildir. Kelime değildir. Arapça da değildir, Türkçe de değildir, Sanskritçe hiç değildir. Dua, bir iç patlamadır. Bir yakarıştır. Yani aslında dilin söyledikleri değil, kalbin haykırışıdır.

Öyleyse... Eğer dua bir titreşimse, bir enerji ise… O zaman neden anlamadığın bir dili tekrar ettiğinde işe yaramasını bekliyorsun? Yoksa... yıllardır sadece ses mi çıkarıyorsun?

Müslümanlıkta Arapça Dua Etmek Zorunlu mu?

İşte burası ince çizgi. Namazın farz bölümlerinde Arapça okuma farz kabul edilir. Ancak dua... Dua serbest alandır. Kur’an’da bile şöyle geçer:

"Rabbiniz dedi ki: Bana dua edin, duanıza karşılık vereyim." (Mü’min, 40/60)

Ayette "Arapça dua edin" mi diyor? Hayır. Diyor ki "Dua edin." Kime? Bana. Nasıl? Samimi olun, yeter.

Anlamadığın Dilde Dua Etmenin Şaşırtıcı Gerçeği

Şimdi seni sarsacak cümleyi yazıyorum:

“Anlamadığın bir dili tekrar etmek, dua değil, ezberdir.”

Çünkü sen o anda dua ettiğini sanırsın ama aslında sadece ses çıkarırsın. İçinde niyet olabilir evet, ama o niyet bir başka dilin içine hapsolmuşsa... O dua ne kadar senindir?

Arapça Dua Etmenin Faydası Var mı?

Şüphesiz ki Kur’an dili Arapçadır ve bu dilin kendine özgü bir ritmi, yapısı, enerjisi vardır. Bunu kimse inkar edemez. Ancak…

Sen o cümlelerin anlamını bilmiyorsan, kalbinle bağ kuramıyorsan, söylediğin kelimeler senin için sihirli harflerden farksızsa… O zaman o dua gerçekten çalışır mı?

Bir Dilin Frekansı mı, Kalbin Titreşimi mi?

Bilimsel bir araştırma yapıldı. Farklı inançlardan kişiler, kendi dillerinde dua ederken beyin dalgaları izlendi. Sonuç şuydu:

  • Kendi ana dilinde dua edenlerin beyin frekansı meditatif seviyeye geçiyor.
  • Başka bir dilde, anlamadan dua edenlerde ise etki çok daha zayıf.

Yani bedenin, zihnin, ruhun ancak anlam ile bütünleşince dua gerçek oluyor. Aksi halde... sadece okunmuş oluyorsun.

Peki Neden Hâlâ Arapça Dua Ediyoruz?

Çünkü kutsal olanı koruma refleksimiz var. Çünkü Arapça, Kur’an’ın dili olduğu için onu üstün tutuyoruz. Ama dua Kur’an değildir. Dua, kulun Allah’la birebir konuşmasıdır.

Sen Türkçe biliyorsan, Allah’a “Allah’ım yardım et” dediğinde O seni anlar. Sen Kürtçe biliyorsan, Lazca biliyorsan, İngilizce biliyorsan… Allah zaten çok dilli değil, dilsizdir. Kalpten duyar.

Düşün: Allah Sadece Arapça Bilenlerin Mi Dualarını Kabul Ediyor?

Bir Afrika kabilesinde yaşayan küçük bir çocuk düşün… Arapça bilmiyor. Sadece kabile dilinde konuşuyor. Ama bir gün başını göğe kaldırıp ağlayarak Allah’tan yardım istiyor.

Şimdi sen diyorsun ki: “Onun duası kabul olmaz çünkü Arapça değil.” Sahi mi? Bunu söylemek bile nasıl büyük bir kibir, farkında mısın?

Dua Nasıl Edilmeli?

Dua şunlarla yapılmaz:

  • Zorla ezberlenmiş cümlelerle
  • Görülsün diye edilen süslü sözlerle
  • Ne dediğini bilmeden tekrarlarla

Gerçek dua şunlarla yapılır:

  • İçtenlikle
  • Samimiyetle
  • Anlayarak
  • Gözün dolarak, kalbin titreyerek

En Etkili Dua, Anladığındır

Arapça dua etmek istiyorsan, et. Ama önce anlamını öğren. O zaman her harf yüreğine işler. Ama bilmiyorsan da... kalbinden geçenle dua et. Çünkü Allah sadece dili değil, niyeti de duyar.

Ve unutma:

Bir çocuğun annesine “canım acıyor” demesi, tıbbi terimlerle anlatmasından çok daha etkilidir. Çünkü samimiyet, dilbilgisinden büyüktür.

<p>Bir düşün: Yıllardır aynı cümleleri tekrar ediyorsun. Arapça... Ne söylediğini bilmiyorsun ama söylüyorsun. Çünkü sana böyle öğretildi. Çünkü dediler ki <b>"Dua Arapça olmalı."</b> Dediler ki <b>"Anlamasan da oku, melekler anlar."</b></p> <p>Ama şimdi dur ve sor kendine: <b>Allah benim hangi dilde dua ettiğime mi bakar, yoksa nasıl bir kalple ettiğime mi?</b></p> <h2>Dua Nedir? Gerçekten Nedir?</h2> <p>Dua, söz değildir. Kelime değildir. Arapça da değildir, Türkçe de değildir, Sanskritçe hiç değildir. Dua, bir iç patlamadır. Bir yakarıştır. Yani aslında <b>dilin söyledikleri değil, kalbin haykırışıdır.</b></p> <p>Öyleyse... Eğer dua bir titreşimse, bir enerji ise… O zaman neden anlamadığın bir dili tekrar ettiğinde işe yaramasını bekliyorsun? Yoksa... yıllardır sadece ses mi çıkarıyorsun?</p> <h2>Müslümanlıkta Arapça Dua Etmek Zorunlu mu?</h2> <p>İşte burası ince çizgi. Namazın farz bölümlerinde Arapça okuma farz kabul edilir. Ancak dua... <b>Dua serbest alandır.</b> Kur’an’da bile şöyle geçer:</p> <blockquote><b>"Rabbiniz dedi ki: Bana dua edin, duanıza karşılık vereyim." (Mü’min, 40/60)</b></blockquote> <p>Ayette "Arapça dua edin" mi diyor? Hayır. Diyor ki <b>"Dua edin."</b> Kime? <i>Bana.</i> Nasıl? <i>Samimi olun, yeter.</i></p> <h2>Anlamadığın Dilde Dua Etmenin Şaşırtıcı Gerçeği</h2> <p>Şimdi seni sarsacak cümleyi yazıyorum:</p> <p><b>“Anlamadığın bir dili tekrar etmek, dua değil, ezberdir.”</b></p> <p>Çünkü sen o anda <b>dua ettiğini sanırsın ama aslında sadece ses çıkarırsın.</b> İçinde niyet olabilir evet, ama o niyet bir başka dilin içine hapsolmuşsa... O dua ne kadar senindir?</p> <h2>Arapça Dua Etmenin Faydası Var mı?</h2> <p>Şüphesiz ki Kur’an dili Arapçadır ve bu dilin kendine özgü bir ritmi, yapısı, enerjisi vardır. Bunu kimse inkar edemez. Ancak…</p> <p><b>Sen o cümlelerin anlamını bilmiyorsan, kalbinle bağ kuramıyorsan, söylediğin kelimeler senin için sihirli harflerden farksızsa…</b> O zaman o dua gerçekten çalışır mı?</p> <h2>Bir Dilin Frekansı mı, Kalbin Titreşimi mi?</h2> <p>Bilimsel bir araştırma yapıldı. Farklı inançlardan kişiler, kendi dillerinde dua ederken beyin dalgaları izlendi. Sonuç şuydu:</p> <ul> <li>Kendi ana dilinde dua edenlerin beyin frekansı meditatif seviyeye geçiyor.</li> <li>Başka bir dilde, anlamadan dua edenlerde ise etki <b>çok daha zayıf.</b></li> </ul> <p>Yani bedenin, zihnin, ruhun <b>ancak anlam ile bütünleşince</b> dua gerçek oluyor. Aksi halde... sadece okunmuş oluyorsun.</p> <h2>Peki Neden Hâlâ Arapça Dua Ediyoruz?</h2> <p>Çünkü kutsal olanı koruma refleksimiz var. Çünkü Arapça, Kur’an’ın dili olduğu için onu üstün tutuyoruz. Ama dua Kur’an değildir. <b>Dua, kulun Allah’la birebir konuşmasıdır.</b></p> <p>Sen Türkçe biliyorsan, Allah’a “Allah’ım yardım et” dediğinde O seni anlar. Sen Kürtçe biliyorsan, Lazca biliyorsan, İngilizce biliyorsan… <b>Allah zaten çok dilli değil, dilsizdir. Kalpten duyar.</b></p> <h2>Düşün: Allah Sadece Arapça Bilenlerin Mi Dualarını Kabul Ediyor?</h2> <p>Bir Afrika kabilesinde yaşayan küçük bir çocuk düşün… Arapça bilmiyor. Sadece kabile dilinde konuşuyor. Ama bir gün başını göğe kaldırıp ağlayarak Allah’tan yardım istiyor.</p> <p>Şimdi sen diyorsun ki: “Onun duası kabul olmaz çünkü Arapça değil.” Sahi mi? Bunu söylemek bile nasıl büyük bir kibir, farkında mısın?</p> <h2>Dua Nasıl Edilmeli?</h2> <p>Dua şunlarla yapılmaz:</p> <ul> <li>Zorla ezberlenmiş cümlelerle</li> <li>Görülsün diye edilen süslü sözlerle</li> <li>Ne dediğini bilmeden tekrarlarla</li> </ul> <p>Gerçek dua şunlarla yapılır:</p> <ul> <li><b>İçtenlikle</b></li> <li><b>Samimiyetle</b></li> <li><b>Anlayarak</b></li> <li><b>Gözün dolarak, kalbin titreyerek</b></li> </ul> <h2>En Etkili Dua, Anladığındır</h2> <p>Arapça dua etmek istiyorsan, et. Ama önce <b>anlamını öğren.</b> O zaman her harf yüreğine işler. Ama bilmiyorsan da... <b>kalbinden geçenle dua et.</b> Çünkü Allah sadece dili değil, niyeti de duyar.</p> <p>Ve unutma:</p> <p><b>Bir çocuğun annesine “canım acıyor” demesi, tıbbi terimlerle anlatmasından çok daha etkilidir. Çünkü samimiyet, dilbilgisinden büyüktür. </b></p>