Ye’cûc ve Me’cûc meselesi, ne bir masal ne de korkutmak için uydurulmuş bir efsanedir. Onlar, Kur’an’da adı geçen, Tevrat’ta detayları verilen, Çin mitlerinde bile izine rastlanan “sınır dışı varlıklardır”. Varlıkları bilinmektedir ama yerleri hâlâ gizlidir. Ve asıl soru: Çıkacakları o gün ne zaman gelecek?
Kur’an’da Geçen Ayet ve Zülkarneyn’in Duvarı
Kur’an-ı Kerim, Kehf Suresi 94-98. ayetlerinde Zülkarneyn’in iki dağ arasına bir set çektiğinden bahseder. Bu set, halkı Ye’cûc ve Me’cûc'ün saldırısından korumaktadır. Ayetlerde “çıkmaları için vakit geldiğinde, setin yerle bir edileceği” belirtilir.
Yani burada bir zaman değil, bir olay tetikleyicisi vardır. Onlar, takvimden değil, titreşimden çıkacaktır. Dünya, belli bir frekansa geldiğinde, onların zincirleri çözülür. Bu nedenle tarih verilemez; ama belirtiler gösterir.
Nasıl Varlıklardır? İnsana Benzeyen Ama İnsan Olmayan
İslam alimlerinden bazıları Ye’cûc ve Me’cûc'ün fiziksel olarak insanlara benzediğini fakat ahlaki ve ruhsal açıdan “tamamen yozlaşmış bir zihin yapısına sahip olduklarını” söyler. Fakat bazı ezoterik metinler daha açık konuşur:
“Gözleri donuktur. Tüyleri hayvan gibidir. Dişleri dişi kırar. Dilleri, düşmanını yırtmadan konuşmaz.”
Bu tasvir, onların sadece fiziksel tehdit değil, aynı zamanda zihinsel ve kültürel bir çöküş getireceğini anlatır. Yani Ye’cûc ve Me’cûc, yalnızca savaşan değil; medeniyet yutan varlıklardır.
Çıkma Amaçları Ne? Savaş mı, Sıfırlama mı?
Bazı metinlerde onların geliş amacı olarak “talan, yıkım, istila” anlatılır. Fakat daha derin analizler onların gelişini şu şekilde yorumlar:
Onlar, insanlığın **doğaya, ruha ve dengeye** ihanetine bir tepkidir. Tüm sistem yozlaştığında, Ye’cûc ve Me’cûc devreye girer. Onlar bir sonuçtur, neden değil. Tıpkı bedenin ateşi gibi: Yakıcıdır ama iyileştiricidir. Onlar da medeniyeti sıfırlamak için gelir.
İnsanları Yerler mi?
Bu, yalnızca mecaz değildir. Bazı kaynaklar onların yamyam olduğunu söyler. Ama yedikleri yalnızca et değildir. Onlar hafızayı yer. Kültürü, geçmişi, inancı yutarlar. Girdikleri topraklar önce susar, sonra unutur. Bir halk eğer kendi tarihini anlatmayı bırakmışsa, Ye’cûc ve Me’cûc çoktan oraya uğramıştır.
Gerçekten Varlar mı, Yoksa Psikolojik Bir Kod mu?
En radikal yorumlardan biri, Ye’cûc ve Me’cûc’ün fiziksel varlık değil, insanlığın içindeki bastırılmış kaos enerjisi olduğunu savunur. Onlar, her çağın sonunda ortaya çıkan kolektif öfkenin, yozlaşmış sistemin, sahte dinlerin ve bastırılmış gerçeklerin vücut bulmuş halidir. Yani onlar içeride bekler. Ve dünya belirli bir doygunluğa ulaştığında, “bir delik açılır” ve o enerji dışarı taşar.
Tarihte Onlara Dair İzler Var mı?
Dönem | Olay | Yorum |
---|---|---|
M.Ö. 7. yüzyıl | İskit istilaları | Çin kroniklerinde “çukurdan çıkan barbarlar” anlatılmıştır |
1350 | Avrupa’da Kara Veba | Bazı kaynaklar “yer altından gelen yaratıklar su kuyularını zehirledi” der |
1945 sonrası | 2. Dünya Savaşı'nın bitişi | Atomun parçalanması ile zaman-mekân korumasının zedelendiği düşünülür |
Ne Zaman Çıkacaklar?
Bu sorunun cevabı açık değildir çünkü Kur’an’da “set kalktığında” denmiştir ama bu zaman belirtilmemiştir. Ancak bazı ezoterik çevrelerde “3. küresel yıkım” öncesi çıkacakları söylenir. Bu yıkım ise teknolojinin bilinçten önce ilerlediği, ruhun unutturulduğu çağdır. Yani belki de şu an eşiğindeyiz.
Onlar Kimseyi Korkutmaz, Sadece Uyandırır
Ye’cûc ve Me’cûc, korkutmak için uydurulmuş masal figürleri değildir. Onlar bastırılmış gerçekliğin, unutulmuş enerjinin ve yozlaşmış düzenin karşısına dikilen bir semboldür. Fiziksel olarak var olsalar da olmasalar da, insanlık onların çıkmasını her çağda kendi elleriyle hazırlar.
Ve belki de en büyük sır şudur:
“Ye’cûc ve Me’cûc çıktığında değil, dünya onların geldiğini fark etmediğinde tehlike başlar.”