Faiz hakkında bugüne kadar duydukların yetmiyor olabilir. Çünkü mesele sadece “haram” olmakla sınırlı değil. Derinlerde, kimsenin açıkça anlatmadığı bir gerçek akıyor: Faiz, görünmez bir kul hakkı zinciriyle insanları birbirine bağlıyor. Ve bu zincirin ucunda yakıcı bir sonuç bekliyor. Üstelik bu öyle basit bir günah değil; Allah’ın bizzat savaş ilan ettiği bir mesele (Bakara 279). Tarihte başka hiçbir günah için bu cümle geçmedi. Peki neden? Ne var bu işin perde arkasında? Gel, birlikte bakalım.
Bankaların Sessiz İstilası: Fakirin Sırtından Yükselen Servet
Bugün bankaların yapılandırdığı faiz düzeni, dünya üzerinde milyonlarca insanın hayatını karartan bir çark. Küçük bir borçla başlayan süreç, büyüyerek dev bir borç dağının altında insanları eziyor. Türkiye’de son on yılda yüz binlerce aile “kredi borcu” yüzünden evini kaybetti, ocağı söndü. Kimse bu insanların dramını konuşmaz. Ekranlar sadece kredi reklamlarıyla dolar: “Anında onaylı kredi!”, “Nakit ihtiyaçlarınıza çözüm!”... Ama bu çözüm değil, yeni bir esaretin başlangıcı.
Bugün bir baba, çocuğunu okutmak için bankadan faizli kredi çekiyor. İki yıl sonra ödeyemez hale geldiğinde evi satılıyor. Çocuk okuldan alınıyor. Aile parçalanıyor. Bu örnek, Türkiye’de binlerce kez yaşandı. Kimse bu dramatik tabloları görmez, çünkü bankacılık sisteminin arkasında koskoca bir medya gücü var. Herkes susturuluyor. Ama Allah’ın sistemi susturulmaz. Her faiz işlemi, bilinçli ya da bilinçsiz, bir başkasının gözyaşıyla bulaşır. Ve o gözyaşı, senin hesabına da yazılır.
Altın Neden Helal? Faiz Neden Ateş?
Birçok kişi bu soruyu kafasında taşır: Altın almak helal, çünkü ticarettir. Mal alınır, değerlenir, satılır. Burada emek ve risk vardır. Ama faiz? Faizde hiçbir emek yoktur. Banka senin sırtından para kazanır. Sen uyurken artan paranın kaynağı kimdir? İşte orada başlar zulüm. Çünkü o faiz geliri, birilerinin borç batağına sürüklenmesiyle mümkündür.
Düşünsene, senin hesabında faiz işlemiş. Birkaç lira da olsa “kar” etmişsin. Ama o para kimden alındı? Bir dul kadının kredi kartı borcundan mı? Yeni doğmuş bebeğine mama alamayan bir işçinin gecikmiş kredisinden mi? Faizin böyle bir yüzü var: görünmez, kanla yazılmış bir kazanç.
Allah’ın Savaş İlanı Ne Demek?
Kur’an’da Bakara 279 ayetinde net bir cümle var: “Eğer vazgeçmezseniz, Allah ve Resulü tarafından size savaş açıldığını bilin.” Dikkat et: Kumar, zina, içki... Bunlar haramdır, cezası vardır. Ama sadece faize özel bu savaş ilanı geçiyor. Çünkü faiz, toplumu temelden çürütür. İnsanları birbirine düşman eder. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar. Bir toplumda faiz yayılırsa, kalpler taşlaşır, vicdanlar körelir. Ahlak yok olur. Ve en acısı: Bu sistemin suç ortakları sadece bankacılar değil, faizden faydalanan herkestir.
Dünya Terazisinde Değil, İlahi Terazide
Bugün insanlar faiz hesabı açtırırken şunu der: “Herkes alıyor, ben de alırım.” Peki ya ahiret terazisinde o hesap nasıl duracak? Dünyada bir şey kazandığını sanırsın ama öte tarafta ateşten elbiseyle uyanırsın. Bu, mecazi bir anlatım değil. O paranın üzerinde, ödenmemiş borçların enerjisi vardır. Ve o enerji yakıcıdır. Zenginleşmek değil, ruhen ağırlaşmaktır.
Görülmeyen Zincir: Faiz Alanın da Verenin de Hesabı Var
Faiz sadece alan için değil, veren için de büyük bir tehlike. Bugün çaresizlikten kredi çeken kişi, ertesi gün başka birini aynı borç batağına sürüklüyor. Bu bir zincirleme hak yeme düzeni. Ve bu düzenin içinde yer almak, bilinçsiz de olsa zulmün bir parçası olmak demek. Allah, böyle bir sistemi asla hoş görmez. “Dünya ekonomisi böyle işliyor” demek yetmez. Çünkü dünya terazisi ile ilahi terazinin ölçüsü farklıdır.
Gerçek Yüz: Faiz, Modern Zamanların Görünmeyen Savaş Alanı
Bugün faiz sadece finansal bir araç değil; modern zamanların görünmez savaş alanıdır. Aile yapısı, ahlak, toplum düzeni; hepsi faiz çarkının dişlileri arasında eziliyor. Ve en acısı: İnsanlar bu çarkın içinde dönmeye mecbur bırakılıyor. Ama bu mecburiyet, günahı ortadan kaldırmaz. Faizi “zorunluluk” diye görmek, haramı meşrulaştırmaz. Asıl cesaret, bu döngüden çıkmak ve hak yola dönmektir.
Bir Gerçek Daha: Yarın Sen de O Duruma Düşersen?
Bu yazıyı okurken “Benim faizle ne işim olur?” diyebilirsin. Ama yarın bir gün sen de zorda kalsan, bankaya gitmek istemez misin? İstersin. Ama o zaman anla: Başkaları da öyle düştü. Bugün sana cazip gelen faiz geliri, başkasının dramı olabilir. Kalbin taşlaşmadan önce bu zinciri kırmak, belki de kurtuluşun ilk adımıdır.
Unutma: Dünya terazisiyle ölçülen her kazanç, ahiret terazisinde tekrar tartılır. Faizin terazisi ise eğridir. Ve eğri teraziden doğruluk beklenmez.