Bugüne kadar hep aynı hikâyeyi dinledin: zaman akıyor, geçiyor, ilerliyor. Ama hiç düşündün mü?
“Zaman aslında sabitse ve hareket eden şey bizsek?”
Yani saat ilerlemiyor da… biz titreşiyoruz. Biz, bilinç olarak frekans değiştiriyoruz. Ve bu frekans değişimiyle ‘zaman’ denen şeyin katmanlarında farklı hızlarla kayıyoruz.
Zaman Bir Akış Değil, Bir Alan Olabilir mi?
Tıpkı hava gibi. Su gibi. Biz onun içinde hareket ediyor olabilir miyiz? Belki zaman asla ilerlemez. Belki o baştan sona sabit bir boyut. Ve biz, frekansımızla onun üzerinde gezinen titreşim dalgalarıyız.
O zaman 'dün', 'bugün', 'yarın' kavramları da sadece hangi katmanda titreştiğimize bağlı olur. Aynı alanda, farklı hızlarda titreşen bilinçler... ve her biri, aynı zamansal yapının farklı yüzeyinde yol alıyor.
Bazı Günler Neden Hızlı Geçiyor?
Çünkü senin frekansın, o gün zaman alanının ince katmanlarında titreşti. Daha hızlı. Daha hafif. Daha yüzeyde. Ama bazı günler… ağır geçer. Zaman yavaşlar. Aslında yavaşlayan zaman değil… yoğunlaşan sensin.
Yoğun duygular, ağır düşünceler, karmaşık enerjiler... frekansını düşürür. Ve zamanın derin katmanlarına inersin. Orası daha yoğun, daha yapışkan bir bölgedir. Aynı alanda ama daha ağır bir boyutta.
Bu Teoriyle Rüya Zamanı Ne Olur?
Rüyada 5 saniyede yıllar yaşayabiliyorsun. Gerçeklik mi? Rüyada zaman bükülür. Ama ya bükülen zaman değilse? Ya bükülen sensen?
Yani rüyada frekansın hızla kayar. Ve zamanın sabit alanı içinde çok daha geniş bir yüzeye yayılırsın. Tıpkı geniş açı lens gibi: aynı alanda daha çok veri görürsün.
Zaman Yolculuğu Neden Mümkün Değil Demiyorlar, Neden Henüz Mümkün Değil Diyorlar?
Çünkü bir şey var. Bildikleri ama söylemedikleri. Eğer zaman sabit ve biz titreşensek, zaman yolculuğu yeni bir araçla değil, yeni bir zihin frekansıyla yapılabilir. Senin bilincin başka bir frekansa kaydığında, aynı sabit alanın başka bir yüzüne adım atarsın.
Geçmiş bir yön değil. Bir katman. Gelecek, ileride değil. Üstte. Zaman... düz bir çizgi değil. Zaman… çok katmanlı bir titreşim alanı olabilir.
Ve Belki En Şaşırtıcı Gerçek Şu
Zaman geçmiyor. Biz geçiyoruz. Bilincimiz titreşiyor. Ruhumuz farklı rezonanslara girip çıkıyor. Ve zaman, hiç değişmeden... sadece farklı açılardan kendini tekrar ediyor.
Yani sen değiştikçe... zaman farklı hissediliyor.
Senin değişimin zamanın akışı değil. Senin değişimin... zamanı algılama biçimini değiştiren frekans kırılması.
Son Soru:
Şu an hangi zaman dilimindesin? Gerçekten bugünde misin? Yoksa sadece o frekansta titreştiğin için mi buradasın?
Cevabı bilemezsin. Ama hissettiklerin... sabit bir zamanı titreşerek dolaştığının kanıtı olabilir.