Bazen biri seni kırar. Ya da sen birini. Ama mesele kimin haklı olduğu değildir. Mesele, geceleri o aynı sahnenin tekrar tekrar gözünün önüne gelmesidir. Kafanda konuşursun, cevap verirsin, hatta bazen ağzın kıpırdar fark etmeden.

O kişi orada değildir. Ama sen hâlâ onunla tartışırsın. Çünkü artık o kişi değil, seni yaralayan frekans içindedir. Ve bu yazı, sana o frekansı içinden silmenin yollarını gösterecek.

Dua Değil, Enerji Formatlama

Halk arasında buna “dua et, geçer” denir. Ama bazen geçmez. Çünkü dua edilmiştir ama zihin formatlanmamıştır. Bu yazıda sana duanın içindeki gizli mimariyi vereceğim. Yani ne söylediğin değil, nasıl söylediğin önemlidir.

Yöntem 1: Frekans Gömülü Cümle

Bir duanın kabul olması için bazı ses titreşimlerinin doğru sıralanması gerekir. İşte içten gitmeyen kişiyi susturmak için özel olarak hazırlanmış bu cümle:

“Saniyelere sıkışan yükü, kelimelere gömdüm. Adını içimden alıyorum. Yerin boşlukta kalacak.”

Bu cümle sabah uyanır uyanmaz ve tam uykuya geçerken 3 kez söylenmeli. Ama iç sesle değil, neredeyse fısıltı bile olmayan bir dudak hareketiyle. Çünkü bu, zihni değil bedensel hafızayı formatlar. Ve o kişi artık sadece bir gölgeye dönüşür.

Yöntem 2: “İsimsiz Düşman” Tersleme Tekniği

Adını anmak, onu çoğaltır. Aklına geldikçe daha da derinleşir. O yüzden ikinci teknik: adını hiç geçirmeyen ama onu hedef alan çarpıtmalı dua.

Bir kâğıda şunu yaz:

Sana verdiğim sesleri geri aldım.
Sana verdiğim gözlerimi kapattım.
Seninle geçen zamanı kendi içimden sildim.
Ben senden çıktım. Senin içinden de çıkıyorum.

Bunu yazdıktan sonra kâğıdı üçe katla ve üzerine hiçbir işaret koymadan bir kitap arasına yerleştir. O kitap bir yıl boyunca açılmayacak. Bu işlem, bilince değil, bilinçaltına gönderilen bir yedeklemeyi silme protokolüdür.

Yöntem 3: Simetrik Nefes Duası (Kundalini Ters Akışı)

Normal dua yukarıya çıkar. Ama senin aklına gelen şey aşağıdan gelir: iç karın bölgesinden, mideyle kalp arasındaki boşluktan. İşte oraya hitap eden özel nefes duası:

  1. 4 saniye nefes al
  2. 4 saniye tut
  3. 4 saniyede ver
  4. 4 saniye bekle

Bu sırada her döngünün sonunda şu cümle yalnızca zihinden geçmeli:

“Benden gelen bendeydi. Ondan gelen bitti.”

7 turdan sonra beyin, onu yeniden çağırmak istese bile kelimesi kalmaz. Çünkü artık iç sistem bu kişiyi “tanınmayan kaynak” olarak işaretler. O artık bir virüs gibidir ama senin sistemin onu tanımaz. Ve unutur.

Yöntem 4: Ayna Dualama – Enerji İadesi Ritüeli

Birini unutamamak, sadece zihinsel değil, psişik bağdan kaynaklıdır. Ve bu bağı kesmenin eski bir yolu vardır: Ayna ile yapılan “geri gönderme duası”.

  1. Bir aynayı karanlıkta sadece senin yüzün görünene kadar tut
  2. Hiçbir ses çıkarmadan, sadece dudak hareketiyle şu kelimeleri yap:
Ne geldiyse, sana dönsün.
Ne aklımı aldıysa, yerini bulsun.
Benim olmayan, bende durmasın.
Senin olan, sana kalsın.

Bu işlemden sonra 2 saat hiçbir sosyal medya, ekran ya da ayna kullanılmaz. Çünkü o 2 saat boyunca enerji geri akıştadır. Ve bozulmamalıdır.

Yöntem 5: Zihin İmhası – Hafıza Çekmecesini Kilitleme

Son yöntem radikal. Ama kesin. Kafaya takılan kişiyle ilgili en net sahneyi zihninde sabitle. O kavga, o mesaj, o an.

Şimdi şunu yap:

  1. O sahneyi gözünde canlandır
  2. Sonra o sahneyi buzun içine dondur
  3. Buz küpünü zihninde yere bırak ve çekiçle kır

Bu bir imgeleme değil. Bu, hafızadaki yük dosyasını bozma tekniğidir. Çünkü zihin, metaforlarla kodlanır. Ve bir şeyi kırmak, o bağlantıyı siler.

Artık O Gitmedi, Sen Çıktın

Bu yazıdaki dualar klasik anlamda değildir. Bu bir serbestleşme protokolüdür. Çünkü bazen dua etmek yetmez. Bazen sistemden çıkman gerekir.

Ve unutmadan: Biri aklına durmadan geliyorsa, sorun onunla değil… onu yerleştirdiğin boşlukla ilgilidir. O boşluğu sesle, yazıyla, nefesle ve zihinle geri kazanmak artık senin elinde.

<p>Bazen biri seni kırar. Ya da sen birini. Ama mesele kimin haklı olduğu değildir. Mesele, geceleri o aynı sahnenin tekrar tekrar gözünün önüne gelmesidir. Kafanda konuşursun, cevap verirsin, hatta bazen ağzın kıpırdar fark etmeden.</p> <p>O kişi orada değildir. Ama sen hâlâ onunla tartışırsın. Çünkü artık o kişi değil, <strong>seni yaralayan frekans</strong> içindedir. Ve bu yazı, sana o frekansı içinden silmenin yollarını gösterecek.</p> <h3>Dua Değil, Enerji Formatlama</h3> <p>Halk arasında buna “dua et, geçer” denir. Ama bazen geçmez. Çünkü dua edilmiştir ama zihin formatlanmamıştır. Bu yazıda sana <strong>duanın içindeki gizli mimariyi</strong> vereceğim. Yani ne söylediğin değil, <strong>nasıl söylediğin</strong> önemlidir.</p> <h3>Yöntem 1: Frekans Gömülü Cümle</h3> <p>Bir duanın kabul olması için bazı ses titreşimlerinin doğru sıralanması gerekir. İşte içten gitmeyen kişiyi susturmak için özel olarak hazırlanmış bu cümle:</p> <blockquote>“Saniyelere sıkışan yükü, kelimelere gömdüm. Adını içimden alıyorum. Yerin boşlukta kalacak.”</blockquote> <p>Bu cümle sabah uyanır uyanmaz ve tam uykuya geçerken 3 kez söylenmeli. Ama <strong>iç sesle değil, neredeyse fısıltı bile olmayan bir dudak hareketiyle</strong>. Çünkü bu, zihni değil <strong>bedensel hafızayı</strong> formatlar. Ve o kişi artık sadece bir gölgeye dönüşür.</p> <h3>Yöntem 2: “İsimsiz Düşman” Tersleme Tekniği</h3> <p>Adını anmak, onu çoğaltır. Aklına geldikçe daha da derinleşir. O yüzden ikinci teknik: <strong>adını hiç geçirmeyen ama onu hedef alan çarpıtmalı dua</strong>.</p> <p>Bir kâğıda şunu yaz:</p> <pre> Sana verdiğim sesleri geri aldım. Sana verdiğim gözlerimi kapattım. Seninle geçen zamanı kendi içimden sildim. Ben senden çıktım. Senin içinden de çıkıyorum. </pre> <p>Bunu yazdıktan sonra <strong>kâğıdı üçe katla ve üzerine hiçbir işaret koymadan bir kitap arasına yerleştir</strong>. O kitap bir yıl boyunca açılmayacak. Bu işlem, bilince değil, bilinçaltına gönderilen bir yedeklemeyi silme protokolüdür.</p> <h3>Yöntem 3: Simetrik Nefes Duası (Kundalini Ters Akışı)</h3> <p>Normal dua yukarıya çıkar. Ama senin aklına gelen şey aşağıdan gelir: <strong>iç karın bölgesinden, mideyle kalp arasındaki boşluktan</strong>. İşte oraya hitap eden özel nefes duası:</p> <ol> <li>4 saniye nefes al</li> <li>4 saniye tut</li> <li>4 saniyede ver</li> <li>4 saniye bekle</li> </ol> <p>Bu sırada her döngünün sonunda şu cümle yalnızca zihinden geçmeli:</p> <blockquote>“Benden gelen bendeydi. Ondan gelen bitti.”</blockquote> <p>7 turdan sonra beyin, onu yeniden çağırmak istese bile <strong>kelimesi kalmaz</strong>. Çünkü artık iç sistem bu kişiyi “tanınmayan kaynak” olarak işaretler. O artık bir virüs gibidir ama senin sistemin onu tanımaz. Ve unutur.</p> <h3>Yöntem 4: Ayna Dualama – Enerji İadesi Ritüeli</h3> <p>Birini unutamamak, sadece zihinsel değil, <strong>psişik bağdan kaynaklıdır</strong>. Ve bu bağı kesmenin eski bir yolu vardır: Ayna ile yapılan “geri gönderme duası”.</p> <ol> <li>Bir aynayı karanlıkta sadece senin yüzün görünene kadar tut</li> <li>Hiçbir ses çıkarmadan, sadece dudak hareketiyle şu kelimeleri yap:</li> </ol> <pre> Ne geldiyse, sana dönsün. Ne aklımı aldıysa, yerini bulsun. Benim olmayan, bende durmasın. Senin olan, sana kalsın. </pre> <p>Bu işlemden sonra 2 saat hiçbir sosyal medya, ekran ya da ayna kullanılmaz. Çünkü o 2 saat boyunca enerji geri akıştadır. Ve bozulmamalıdır.</p> <h3>Yöntem 5: Zihin İmhası – Hafıza Çekmecesini Kilitleme</h3> <p>Son yöntem radikal. Ama kesin. Kafaya takılan kişiyle ilgili <strong>en net sahneyi zihninde sabitle</strong>. O kavga, o mesaj, o an.</p> <p>Şimdi şunu yap:</p> <ol> <li>O sahneyi gözünde canlandır</li> <li>Sonra o sahneyi buzun içine dondur</li> <li>Buz küpünü zihninde yere bırak ve çekiçle kır</li> </ol> <p>Bu bir imgeleme değil. Bu, <strong>hafızadaki yük dosyasını bozma tekniğidir</strong>. Çünkü zihin, metaforlarla kodlanır. Ve bir şeyi kırmak, o bağlantıyı siler.</p> <h3>Artık O Gitmedi, Sen Çıktın</h3> <p>Bu yazıdaki dualar klasik anlamda değildir. Bu bir serbestleşme protokolüdür. Çünkü bazen dua etmek yetmez. Bazen sistemden çıkman gerekir.</p> <p>Ve unutmadan: Biri aklına durmadan geliyorsa, sorun onunla değil… <strong>onu yerleştirdiğin boşlukla ilgilidir</strong>. O boşluğu sesle, yazıyla, nefesle ve zihinle geri kazanmak artık senin elinde.</p>