Sabah kalkıp kahvesini içen, işe giden, trafikte söylenen, akşam eve gelip sosyal medyada kaybolan birinin "ben farklıyım" demesi... Ne kadar tanıdık değil mi?
Modern insanın en büyük illüzyonu bu: kendisini diğerlerinden ayrı sanmak. Herkes aynı algoritmanın farklı varyasyonlarıyla yürüyen bir kopya gibi, ama herkesin elinde bir orijinallik flaması var. Birbirine benzeyen yaşam döngülerinin içinde herkes bir istisna olduğuna inanıyor.
Bu garip çelişki nereden geliyor?
Çünkü insan doğası, kendini özel sanmaya muhtaç. Binlerce yıldır birey olmanın peşinde koşarken, kolektif kabullere çaktırmadan teslim oluyoruz. Toplumun dayattığı standartların içine gizlenmiş kişisel özgürlük illüzyonunu satın alıyoruz. Mesela?
- Herkes "ben sistemin parçası değilim" derken düzenli olarak banka borcu öder.
- "Ben farklıyım" diyen çoğu kişi, trend olan ne varsa onun peşinden gider.
- Hepimiz özeliz ama aynı markadan giyinip aynı filtreyle fotoğraf atarız.
Asıl soru şu: Bizi gerçekten biz yapan şey nedir?
İnsanların çoğu neden farklı olmak ister ama aynı davranış kalıplarını tekrarlar?
Çünkü farklı olmak konfor alanını tehdit eder. Çoğunluktan kopmak, sürüden ayrılmak korkutucudur. O yüzden insanlar bilinçaltında, fark yaratma arzusunu sözle tatmin ederken, davranışta standarda sadık kalırlar. Bu bir tür psikolojik çifte yaşamdır.
İnsanlar kendilerini özel hissetmek için farklıyım derler ama dışlanma korkusuyla içten içe normlara biat ederler. Kendi düşüncelerini şekillendirdiğini sanırken aslında algoritmaların yönlendirdiği içerikleri tüketirler.
Gerçekten farklı olanlar kimlerdir?
Farklı olan kişi genellikle dışlanandır. Toplumla sürtüşen, hatta bazen "anormal" ilan edilen kişidir. Fikirleri sorgulatan, rahat ettirmeyen, popüler olmayanı savunan kişidir. Ama bu kişi genellikle yalnızdır. Çünkü sistem, uyum sağlamayana hata muamelesi yapar.
Gerçek farklılık; ben farklıyım demekte değil, farklı düşünceyi bedeliyle yaşamayı göze almaktadır. Herkesin yürüdüğü yolun dışına çıkmak kolay değildir. Korkutucudur. İnsanlar genellikle o yolda yürüyen birini gördüklerinde ona hayran kalırlar ama kendileri o yola adım atmazlar.
Bireysellik bir kostüm mü yoksa bir gerçek mi?
Sosyal medya, kişisel markalaşma, ben vurgusu... Tüm bu kavramlar bireyliği parlatıyor gibi görünse de, gerçekte birey olmayı daha da yüzeysel hale getiriyor. Çünkü herkes aynı şablonla özgün olmaya çalışıyor. Minimalist, bohem, nomad, dark academia, z kuşağı gibi kalıplar... Bunlar bireysellik maskeleri değil mi?
İnsanlar farklı olmayı denemiyor, farklı görünmeyi hedefliyor. Farklı olma çabası bile artık bir trendin parçası. Yani aslında farklılık bile kitlesel bir pazarlama ürününe dönüştü.
Gerçekten fark yaratmak ne demek?
Fark yaratmak, sabah saat 7de kalkıp işe gitmemek değil. Aynı saatlerde kalkıp aynı işe gidiyorsan bile, düşünce tarzın farklıysa bu bile farktır. Çünkü zihin düzlemindeki farklılık, davranıştan daha derindir. Ama bunun da bir koşulu var:
Gerçek farklılık; görünmeden yaşanan bir iç devrimdir. Bunu herkese anlatmazsın. Instagram'da duyurmazsın. Çünkü bu bir poz değil, bir duruştur.
Yani?
İnsanlar ben farklıyım diyerek aslında içsel bir bastırmayı kamufle ederler. Toplumun aynasında kendine yabancılaşan birey, bu yabancılaşmayı aşmak yerine süsleyerek kabullenir. Ve sonra da o büyük yalanı tekrar eder:
Ben farklıyım.
Oysa farklılık, ben farklıyım demeye ihtiyaç duymaz. Zaten öyledir.
<p>Sabah kalkıp kahvesini içen, işe giden, trafikte söylenen, akşam eve gelip sosyal medyada kaybolan birinin "ben farklıyım" demesi... Ne kadar tanıdık değil mi?</p> <p>Modern insanın en büyük illüzyonu bu: <strong>kendisini diğerlerinden ayrı sanmak</strong>. Herkes aynı algoritmanın farklı varyasyonlarıyla yürüyen bir kopya gibi, ama herkesin elinde bir orijinallik flaması var. Birbirine benzeyen yaşam döngülerinin içinde herkes bir istisna olduğuna inanıyor.</p> <h2>Bu garip çelişki nereden geliyor?</h2> <p>Çünkü insan doğası, <strong>kendini özel sanmaya muhtaç</strong>. Binlerce yıldır birey olmanın peşinde koşarken, kolektif kabullere çaktırmadan teslim oluyoruz. Toplumun dayattığı standartların içine gizlenmiş kişisel özgürlük illüzyonunu satın alıyoruz. Mesela?</p> <ul> <li>Herkes "ben sistemin parçası değilim" derken düzenli olarak banka borcu öder.</li> <li>"Ben farklıyım" diyen çoğu kişi, trend olan ne varsa onun peşinden gider.</li> <li>Hepimiz özeliz ama aynı markadan giyinip aynı filtreyle fotoğraf atarız.</li> </ul> <p>Asıl soru şu: <strong>Bizi gerçekten biz yapan şey nedir?</strong></p> <h2>İnsanların çoğu neden farklı olmak ister ama aynı davranış kalıplarını tekrarlar?</h2> <p>Çünkü farklı olmak konfor alanını tehdit eder. Çoğunluktan kopmak, sürüden ayrılmak korkutucudur. O yüzden insanlar bilinçaltında, fark yaratma arzusunu sözle tatmin ederken, davranışta standarda sadık kalırlar. Bu bir tür <strong>psikolojik çifte yaşam</strong>dır.</p> <p>İnsanlar kendilerini özel hissetmek için farklıyım derler ama dışlanma korkusuyla içten içe <strong>normlara biat ederler</strong>. Kendi düşüncelerini şekillendirdiğini sanırken aslında algoritmaların yönlendirdiği içerikleri tüketirler.</p> <h2>Gerçekten farklı olanlar kimlerdir?</h2> <p>Farklı olan kişi genellikle dışlanandır. Toplumla sürtüşen, hatta bazen "anormal" ilan edilen kişidir. Fikirleri sorgulatan, rahat ettirmeyen, popüler olmayanı savunan kişidir. Ama bu kişi genellikle yalnızdır. Çünkü sistem, uyum sağlamayana hata muamelesi yapar.</p> <p>Gerçek farklılık; <strong>ben farklıyım demekte değil, farklı düşünceyi bedeliyle yaşamayı göze almaktadır</strong>. Herkesin yürüdüğü yolun dışına çıkmak kolay değildir. Korkutucudur. İnsanlar genellikle o yolda yürüyen birini gördüklerinde ona hayran kalırlar ama kendileri o yola adım atmazlar.</p> <h2>Bireysellik bir kostüm mü yoksa bir gerçek mi?</h2> <p>Sosyal medya, kişisel markalaşma, ben vurgusu... Tüm bu kavramlar bireyliği parlatıyor gibi görünse de, gerçekte birey olmayı daha da yüzeysel hale getiriyor. Çünkü herkes aynı şablonla özgün olmaya çalışıyor. Minimalist, bohem, nomad, dark academia, z kuşağı gibi kalıplar... Bunlar bireysellik maskeleri değil mi?</p> <p>İnsanlar farklı olmayı denemiyor, farklı görünmeyi hedefliyor. Farklı olma çabası bile artık bir trendin parçası. Yani aslında farklılık bile <strong>kitlesel bir pazarlama ürününe dönüştü</strong>.</p> <h2>Gerçekten fark yaratmak ne demek?</h2> <p>Fark yaratmak, sabah saat 7de kalkıp işe gitmemek değil. Aynı saatlerde kalkıp aynı işe gidiyorsan bile, <strong>düşünce tarzın farklıysa</strong> bu bile farktır. Çünkü zihin düzlemindeki farklılık, davranıştan daha derindir. Ama bunun da bir koşulu var:</p> <p>Gerçek farklılık; <strong>görünmeden yaşanan bir iç devrimdir</strong>. Bunu herkese anlatmazsın. Instagram'da duyurmazsın. Çünkü bu bir poz değil, bir duruştur.</p> <h2>Yani?</h2> <p>İnsanlar ben farklıyım diyerek aslında içsel bir bastırmayı kamufle ederler. Toplumun aynasında kendine yabancılaşan birey, bu yabancılaşmayı aşmak yerine süsleyerek kabullenir. Ve sonra da o büyük yalanı tekrar eder:</p> <p><em>Ben farklıyım.</em></p> <p>Oysa farklılık, ben farklıyım demeye ihtiyaç duymaz. Zaten öyledir.</p>