Dünya bir anda titrer. Gökyüzü sessizdir, toprak dile gelir. İnsan eliyle çizilmiş bütün haritalar bir anda anlamsızlaşır. Ve işte o an, herkesin ağzından çıkan ilk kelime: "Allah'ım..."
Deprem... Sadece yerin sarsılması değil; insanın kendi varlığına dair duyduğu en ilkel korkunun ifadesi. Ve bu korkunun tam kalbinde, bir sıçrayış başlar: Dua.
Deprem Olduktan Sonra Okunacak Dua: Toprağın Sustuğu Anda
Peygamber Efendimiz döneminde de depremler yaşanmıştı. O zamanlar Efendimiz şöyle dua ederdi:
"Allah'ım! Bizi gazabınla helak etme. Bizi azabınla yok etme. Bize afiyet ver."
Deprem sonrası bu dua, sadece kelimeler değil; İnsanın çaresizlikle kendini Yaratana tam teslim oluşunun ifadesidir. Çünkü o anda hiçbir mühendislik, hiçbir bilim, hiçbir teknoloji gerçeği değiştirmez. Toprak konuşur. İnsan susar. Ve dilde sadece yalvarış kalır.
Deprem Olmaması İçin Okunacak Dua: Olmayanı Dilemek, Olanı Kabul Etmek mi?
Bazı alimler, depremleri sadece doğa olayları olarak görmez. Onlara göre deprem, hem maddi hem manevi düzeyde bir uyarıdır. Bu yüzden dua, sadece "olmasın" dileği değil, aynı zamanda bir "farkındalık yemini"dir.
Kur'an-ı Kerim'de geçen şu ayet dikkat çekicidir:
"Yeryüzünde olan herhangi bir musibet, kendi ellerinizle yaptıklarınız yüzündendir." (Şura, 30)
Bu ayetle beraber depremden korunmak için yapılan dua, bir anlamda, insanın kendi adalet terazisini düzeltmesi için edilen bir içsel çağrıdır. Yani gerçek dua sadece ağızdan değil, yaşamdan yapılır.
Depremden Korunmak İçin Okunabilecek Dualar
- Felak ve Nas Sureleri
- Ayetel-Kürsi (Her sabah ve akşam okunması tavsiye edilir)
- "Allahumme inni eûzü bike minel-harsı vel-hasadi vel-hatfi vel-hatmi vel-mehki ve minel-feraki vel-garaki vel-hariki ve eûzü bike en yetahattüfeş-şeytanü indi'l-mevti ve eûzü bike en emute fi sebilik gayra mugahirin." (Hadis kaynaklı dua)
Bu dualar, klasikleşmiş bir koruma zinciridir. Ama anlamadığımız şey şu: Dua bir ritüel değildir. Dua, bir ruh halidir.
Toprak Neden Sallanır? Sadece Fay Hatları mı?
Deprem bilimi diyor ki: Fay hatları gerilir, enerji birikir ve bir anda boşalır. Bu bir fizik kuralıdır.
Peki ya soruyu böyle sorsak: Fiziksel kuralların arkasındaki metafizik kural nedir? Yeryüzünün dengesi bozulduğunda, gökyüzü neden sessizce izler? Toprağın hafızası mı vardır? İnsanın kolektif şuuruyla, doğanın dengesizleşmesi arasında görünmeyen bir bağ mı var?
İşte bu noktada dua, sadece bizi koru demek değil; Kendimizi dengelememize yardım et demektir.
Depremden Korkmak mı, Kendinden Korkmak mı?
Belki de en büyük deprem, yerin değil; insanın kalbinde olur. Ve dua, o kalpteki fay hatlarını onaran bir bilinçtir.
Çünkü yer sarsılırsa, evler yıkılır. Ama kalp sarsılırsa, insan yıkılır. Ve asıl tehlike budur.
Deprem Anında ve Sonrasında Okunabilecek Kısa Bir Dua
"Allah'ım! Sarsıntılarla bizleri terbiye etme. Güçsüzlüğümüzü itiraf ediyoruz. Bizi rahmetinle sar. Toprağın altında ezilmeden önce, kalbimizin üstündeki gaflet yükünü kaldır."
Depremler Sonsuza Dek Olacak mı?
Bilim diyor ki: Evet, dünya yaşadıkça depremler olacak. Kur'an da diyor ki: Kıyamet günü yer, yükünü dışarı atacak. Yani deprem, sadece bir doğal afet değil; Aynı zamanda evrenin kendi ölüm anına yürüyüşünün küçük bir provasından ibaret.
Ve biz bu yürüyüşün yolcularıyız. Bir dua ile, belki kendimizi sarsıntıdan değil, sarsıntıya karşı direnişsizliğimizden koruruz.
Ve Son Soru:
Acaba dua ederek depremleri durdurmaya mı çalışıyoruz? Yoksa dua ederek, depremler olsa da ruhumuzu sağlam tutmayı mı öğreniyoruz?
Çünkü bazen dua, felaketi durdurmaz. Ama felakete bakışımızı değiştirir. Ve bazen sadece bakış değiştiğinde, dünya gerçekten değişir.
<p>Dünya bir anda titrer. Gökyüzü sessizdir, toprak dile gelir. İnsan eliyle çizilmiş bütün haritalar bir anda anlamsızlaşır. Ve işte o an, herkesin ağzından çıkan ilk kelime: "Allah'ım..."</p> <p>Deprem... Sadece yerin sarsılması değil; insanın kendi varlığına dair duyduğu en ilkel korkunun ifadesi. Ve bu korkunun tam kalbinde, bir sıçrayış başlar: Dua.</p> <h2>Deprem Olduktan Sonra Okunacak Dua: Toprağın Sustuğu Anda</h2> <p>Peygamber Efendimiz döneminde de depremler yaşanmıştı. O zamanlar Efendimiz şöyle dua ederdi:</p> <blockquote>"Allah'ım! Bizi gazabınla helak etme. Bizi azabınla yok etme. Bize afiyet ver."</blockquote> <p>Deprem sonrası bu dua, sadece kelimeler değil; İnsanın çaresizlikle kendini Yaratana tam teslim oluşunun ifadesidir. Çünkü o anda hiçbir mühendislik, hiçbir bilim, hiçbir teknoloji gerçeği değiştirmez. Toprak konuşur. İnsan susar. Ve dilde sadece yalvarış kalır.</p> <h2>Deprem Olmaması İçin Okunacak Dua: Olmayanı Dilemek, Olanı Kabul Etmek mi?</h2> <p>Bazı alimler, depremleri sadece doğa olayları olarak görmez. Onlara göre deprem, hem maddi hem manevi düzeyde bir uyarıdır. Bu yüzden dua, sadece "olmasın" dileği değil, aynı zamanda bir "farkındalık yemini"dir.</p> <p>Kur'an-ı Kerim'de geçen şu ayet dikkat çekicidir:</p> <blockquote>"Yeryüzünde olan herhangi bir musibet, kendi ellerinizle yaptıklarınız yüzündendir." (Şura, 30)</blockquote> <p>Bu ayetle beraber depremden korunmak için yapılan dua, bir anlamda, insanın kendi adalet terazisini düzeltmesi için edilen bir içsel çağrıdır. Yani gerçek dua sadece ağızdan değil, yaşamdan yapılır.</p> <h2>Depremden Korunmak İçin Okunabilecek Dualar</h2> <ul> <li>Felak ve Nas Sureleri</li> <li>Ayetel-Kürsi (Her sabah ve akşam okunması tavsiye edilir)</li> <li>"Allahumme inni eûzü bike minel-harsı vel-hasadi vel-hatfi vel-hatmi vel-mehki ve minel-feraki vel-garaki vel-hariki ve eûzü bike en yetahattüfeş-şeytanü indi'l-mevti ve eûzü bike en emute fi sebilik gayra mugahirin." (Hadis kaynaklı dua)</li> </ul> <p>Bu dualar, klasikleşmiş bir koruma zinciridir. Ama anlamadığımız şey şu: Dua bir ritüel değildir. Dua, bir ruh halidir.</p> <h2>Toprak Neden Sallanır? Sadece Fay Hatları mı?</h2> <p>Deprem bilimi diyor ki: Fay hatları gerilir, enerji birikir ve bir anda boşalır. Bu bir fizik kuralıdır.</p> <p>Peki ya soruyu böyle sorsak: Fiziksel kuralların arkasındaki metafizik kural nedir? Yeryüzünün dengesi bozulduğunda, gökyüzü neden sessizce izler? Toprağın hafızası mı vardır? İnsanın kolektif şuuruyla, doğanın dengesizleşmesi arasında görünmeyen bir bağ mı var?</p> <p>İşte bu noktada dua, sadece bizi koru demek değil; Kendimizi dengelememize yardım et demektir.</p> <h2>Depremden Korkmak mı, Kendinden Korkmak mı?</h2> <p>Belki de en büyük deprem, yerin değil; insanın kalbinde olur. Ve dua, o kalpteki fay hatlarını onaran bir bilinçtir.</p> <p>Çünkü yer sarsılırsa, evler yıkılır. Ama kalp sarsılırsa, insan yıkılır. Ve asıl tehlike budur.</p> <h2>Deprem Anında ve Sonrasında Okunabilecek Kısa Bir Dua</h2> <p>"Allah'ım! Sarsıntılarla bizleri terbiye etme. Güçsüzlüğümüzü itiraf ediyoruz. Bizi rahmetinle sar. Toprağın altında ezilmeden önce, kalbimizin üstündeki gaflet yükünü kaldır."</p> <h2>Depremler Sonsuza Dek Olacak mı?</h2> <p>Bilim diyor ki: Evet, dünya yaşadıkça depremler olacak. Kur'an da diyor ki: Kıyamet günü yer, yükünü dışarı atacak. Yani deprem, sadece bir doğal afet değil; Aynı zamanda evrenin kendi ölüm anına yürüyüşünün küçük bir provasından ibaret.</p> <p>Ve biz bu yürüyüşün yolcularıyız. Bir dua ile, belki kendimizi sarsıntıdan değil, sarsıntıya karşı direnişsizliğimizden koruruz.</p> <h2>Ve Son Soru:</h2> <p>Acaba dua ederek depremleri durdurmaya mı çalışıyoruz? Yoksa dua ederek, depremler olsa da ruhumuzu sağlam tutmayı mı öğreniyoruz?</p> <p>Çünkü bazen dua, felaketi durdurmaz. Ama felakete bakışımızı değiştirir. Ve bazen sadece bakış değiştiğinde, dünya gerçekten değişir.</p>