Geleceği bilmek Tarihte bu yeteneğe sahip olduğu iddia edilen kişiler her zaman bir adım önde oldular. Kimi peygamber ilan edildi, kimi deli, kimi de gizli servislerin ilgisine girdi.
Ama bazı isimler vardır ki, ölümünden yüzyıllar sonra bile gündemden düşmez. Nostradamus. Baba Vanga. Edgar Cayce.
Kimileri onların söylediklerine inanıp tüyleri diken diken olurken, kimileri önceden söylenmiş her şey sonradan uyduruluyor diyor.
Peki ya asıl gerçek, ikisinin arasında bir yerdeyse? Ya bu kahinler ne tamamen kandırmacaysa, ne de tamamen haklıysa? Ya bildikleri şeyler geleceğin bilgisi değil, önceden yazılmış bir senaryonun sızdırılmış parçasıysa?
Nostradamus: Şifreli Kehanetlerin Efendisi
Michel de Nostredame, 1503te doğdu. 1555te yayınladığı Les Prophéties adlı kitabında 942 dörtlükle dolu garip şiirler yazdı.
Bu şiirlerde açık tarih, açık yer ismi yoktu. Ama binlerce insan, bu dizeler arasında Hitlerden, 11 Eylüle, Napoleondan Fransız Devrimine kadar her şeyi gördüğünü iddia etti.
Ama sorun şu: Olaylar olduktan sonra yapılan yorumlarda insanlar, bu dörtlükleri geçmişe uydurarak yeniden yorumladı.
Mesela şu dizeler:
"From the depths of the West of Europe, A young child will be born of poor people, He who by his tongue will seduce a great troop, His fame will increase towards the realm of the East."
Avrupa'nın batısının derinliklerinden, Yoksul insanlardan genç bir çocuk doğacak, Diliyle büyük bir topluluğu baştan çıkaracak, Ünü doğunun krallığına doğru artacak.
Bu, bazılarına göre Hitler. Ama child of poor people, realm of the East gibi soyut ifadeler her çağda, pek çok kişiye uyarlanabilir.
Yani Nostradamusun kehanetleri gerçekten kehanet mi, yoksa insan zihninin geçmişe dönük anlam inşa etme çabası mı?
Baba Vanga: Kör Kadının Gören Sözleri
1911de Bulgaristanda doğdu. Genç yaşta bir fırtına sırasında gözlerini kaybetti. Sonrasında başka bir gözle görmeye başladığını iddia etti.
En çok konuşulan kehanetlerinden bazıları:
- İkiz kuleler yıkılacak (11 Eylül)
- Suriyeden yeni bir savaş başlayacak
- 2023te kutuplar yer değiştirecek
- 2043te Avrupa İslam devleti olacak
Sorun şu: Bu kehanetlerin çoğu, Baba Vanga hayattayken belgelenmedi. Yani büyük bir kısmı ölümünden sonra, 90lı yıllarda birileri tarafından söylendi.
Kimdi bu birileri? Neden hiçbir ses kaydı yok? Gerçekten Baba Vanga mı söyledi, yoksa bu sözler sonradan onun adına mı uyduruldu?
Kehanetler Önceden Planlanmış mıydı?
İşte burada asıl kafa karıştıran soruya geliyoruz. Ya bu kehanetler, olayları önceden görmek değil Olayların gerçekleşeceği bilgisi önceden belirlenip kehanet gibi sunulduysa?
Bu teoriye göre; dünya üzerindeki bazı güç odakları, büyük olayları planlar. Bu planların bazısı, seçilmiş kişilere rüya, vizyon ya da doğrudan temasla aktarılır.
Sonra zaman geçer olay yaşanır Ve insanlar kahin bildi der. Oysa kahin, sadece sahneye erken çıkmış bir figürandır.
Böylece toplumlar yönlendirilir. Çünkü insanlar, kaderin yazılmış olduğuna inanırsa, değişime karşı daha edilgen hale gelir.
Geleceği Gerçekten Bilen Olabilir mi?
Fizik açısından zaman doğrusal bir çizgi değilse, geçmiş, şimdi ve gelecek aynı anda mevcut olabilir. Bu durumda bazı insanlar, bilinçlerinin kaynağını genişletip bu çizginin dışına çıkabilir.
Rüyalar, sezgiler, bilinçaltı veri tabanları hepsi zamanın kıvrıldığı bölgelerden bilgi sızdırıyor olabilir.
Yani geleceği gerçekten bilen olabilir. Ama bu bilgi net değildir. Çünkü geleceğin kendisi sabit değil.
Bir kehanetin gerçek olup olmayacağı, sadece onun söylenip söylenmediğine değil, onun bilinçlerde nasıl yankılandığına bağlıdır.
Kehanet bir bilgi değil, bir titreşimse ona inanan insanlar, onu gerçekleştirmeye başlayabilir.
Gizli Kurumlar, Zaman Projeleri ve Kehanet Manipülasyonu
Bazı komplo teorilerine göre, Nostradamusun kehanetlerini bugünkü dille yorumlayan gruplar, bu yorumları medya aracılığıyla insanların bilinçlerine işler.
Örneğin; Üçüncü Dünya Savaşı çıkacak kehaneti, sürekli tekrarlandığında, kolektif bilinç bunu olası bir senaryo olarak kabullenmeye başlar.
Ve bu bilinç, sonunda gerçekliği eğip bükebilir. Yani kehanet, kehanet olduğu için değil; herkes ona inandığı için gerçekleşir.
Ya Kehanetler Hiç Yoktu?
Ya ne Nostradamus böyle şeyler yazdı, ne de Baba Vanga böyle kehanetlerde bulunduysa? Ya kitaplar, çeviriler, belgeler sonradan olacakları anlatmak için düzenlendiyse?
Bu durumda kehanet, geçmişe sızdırılmış bir gelecektir. Ve bu oyunun yazarı görünmezdir.
Ama izleri vardır. Bazı olaylar, çok önceden simgelerle duyurulmuş olabilir. Film afişlerinde, müzik kliplerinde, reklamlarda Çünkü en güçlü propaganda, en çok izlenende gizlidir.
Belki de En Derin Kehanet İçimizde
Bazen bir rüya, bir deja vu, bir iç ses sana bunu yaşayacaksın der. Ve sonra yaşarsın. Bunu kim söyledi? Sen mi? Evren mi? Zaman mı? Yoksa başka bir bilinç mi?
Belki de asıl kahin; geleceği dışarıdan okuyan biri değil, onu kendi varlığında sezebilen biridir.
Ve belki en sarsıcı ihtimal şudur: Gelecek zaten yaşanmış bir şeydir. Biz sadece tekrar izliyoruz. Ve bazıları, senaryoyu önceden okudu.
<p>Geleceği bilmek Tarihte bu yeteneğe sahip olduğu iddia edilen kişiler her zaman bir adım önde oldular. Kimi peygamber ilan edildi, kimi deli, kimi de gizli servislerin ilgisine girdi.</p> <p>Ama bazı isimler vardır ki, ölümünden yüzyıllar sonra bile gündemden düşmez. Nostradamus. Baba Vanga. Edgar Cayce.</p> <p>Kimileri onların söylediklerine inanıp tüyleri diken diken olurken, kimileri önceden söylenmiş her şey sonradan uyduruluyor diyor.</p> <p>Peki ya asıl gerçek, ikisinin arasında bir yerdeyse? Ya bu kahinler ne tamamen kandırmacaysa, ne de tamamen haklıysa? Ya bildikleri şeyler geleceğin bilgisi değil, önceden yazılmış bir senaryonun sızdırılmış parçasıysa?</p> <h2>Nostradamus: Şifreli Kehanetlerin Efendisi</h2> <p>Michel de Nostredame, 1503te doğdu. 1555te yayınladığı Les Prophéties adlı kitabında 942 dörtlükle dolu garip şiirler yazdı.</p> <p>Bu şiirlerde açık tarih, açık yer ismi yoktu. Ama binlerce insan, bu dizeler arasında Hitlerden, 11 Eylüle, Napoleondan Fransız Devrimine kadar her şeyi gördüğünü iddia etti.</p> <p>Ama sorun şu: Olaylar olduktan sonra yapılan yorumlarda insanlar, bu dörtlükleri geçmişe uydurarak yeniden yorumladı.</p> <p>Mesela şu dizeler:</p> <blockquote>"From the depths of the West of Europe, A young child will be born of poor people, He who by his tongue will seduce a great troop, His fame will increase towards the realm of the East."</blockquote> <blockquote>Avrupa'nın batısının derinliklerinden, Yoksul insanlardan genç bir çocuk doğacak, Diliyle büyük bir topluluğu baştan çıkaracak, Ünü doğunun krallığına doğru artacak.</blockquote> <p>Bu, bazılarına göre Hitler. Ama child of poor people, realm of the East gibi soyut ifadeler her çağda, pek çok kişiye uyarlanabilir.</p> <p>Yani Nostradamusun kehanetleri gerçekten kehanet mi, yoksa insan zihninin geçmişe dönük anlam inşa etme çabası mı?</p> <h2>Baba Vanga: Kör Kadının Gören Sözleri</h2> <p>1911de Bulgaristanda doğdu. Genç yaşta bir fırtına sırasında gözlerini kaybetti. Sonrasında başka bir gözle görmeye başladığını iddia etti.</p> <p>En çok konuşulan kehanetlerinden bazıları:</p> <ul> <li>İkiz kuleler yıkılacak (11 Eylül)</li> <li>Suriyeden yeni bir savaş başlayacak</li> <li>2023te kutuplar yer değiştirecek</li> <li>2043te Avrupa İslam devleti olacak</li> </ul> <p>Sorun şu: Bu kehanetlerin çoğu, Baba Vanga hayattayken belgelenmedi. Yani büyük bir kısmı ölümünden sonra, 90lı yıllarda birileri tarafından söylendi.</p> <p>Kimdi bu birileri? Neden hiçbir ses kaydı yok? Gerçekten Baba Vanga mı söyledi, yoksa bu sözler sonradan onun adına mı uyduruldu?</p> <h2>Kehanetler Önceden Planlanmış mıydı?</h2> <p>İşte burada asıl kafa karıştıran soruya geliyoruz. Ya bu kehanetler, olayları önceden görmek değil Olayların gerçekleşeceği bilgisi önceden belirlenip kehanet gibi sunulduysa?</p> <p>Bu teoriye göre; dünya üzerindeki bazı güç odakları, büyük olayları planlar. Bu planların bazısı, seçilmiş kişilere rüya, vizyon ya da doğrudan temasla aktarılır.</p> <p>Sonra zaman geçer olay yaşanır Ve insanlar kahin bildi der. Oysa kahin, sadece sahneye erken çıkmış bir figürandır.</p> <p>Böylece toplumlar yönlendirilir. Çünkü insanlar, kaderin yazılmış olduğuna inanırsa, değişime karşı daha edilgen hale gelir.</p> <h2>Geleceği Gerçekten Bilen Olabilir mi?</h2> <p>Fizik açısından zaman doğrusal bir çizgi değilse, geçmiş, şimdi ve gelecek aynı anda mevcut olabilir. Bu durumda bazı insanlar, bilinçlerinin kaynağını genişletip bu çizginin dışına çıkabilir.</p> <p>Rüyalar, sezgiler, bilinçaltı veri tabanları hepsi zamanın kıvrıldığı bölgelerden bilgi sızdırıyor olabilir.</p> <p>Yani geleceği gerçekten bilen olabilir. Ama bu bilgi net değildir. Çünkü geleceğin kendisi sabit değil.</p> <p>Bir kehanetin gerçek olup olmayacağı, sadece onun söylenip söylenmediğine değil, onun bilinçlerde nasıl yankılandığına bağlıdır.</p> <p>Kehanet bir bilgi değil, bir titreşimse ona inanan insanlar, onu gerçekleştirmeye başlayabilir.</p> <h2>Gizli Kurumlar, Zaman Projeleri ve Kehanet Manipülasyonu</h2> <p>Bazı komplo teorilerine göre, Nostradamusun kehanetlerini bugünkü dille yorumlayan gruplar, bu yorumları medya aracılığıyla insanların bilinçlerine işler.</p> <p>Örneğin; Üçüncü Dünya Savaşı çıkacak kehaneti, sürekli tekrarlandığında, kolektif bilinç bunu olası bir senaryo olarak kabullenmeye başlar.</p> <p>Ve bu bilinç, sonunda gerçekliği eğip bükebilir. Yani kehanet, kehanet olduğu için değil; herkes ona inandığı için gerçekleşir.</p> <h2>Ya Kehanetler Hiç Yoktu?</h2> <p>Ya ne Nostradamus böyle şeyler yazdı, ne de Baba Vanga böyle kehanetlerde bulunduysa? Ya kitaplar, çeviriler, belgeler sonradan olacakları anlatmak için düzenlendiyse?</p> <p>Bu durumda kehanet, geçmişe sızdırılmış bir gelecektir. Ve bu oyunun yazarı görünmezdir.</p> <p>Ama izleri vardır. Bazı olaylar, çok önceden simgelerle duyurulmuş olabilir. Film afişlerinde, müzik kliplerinde, reklamlarda Çünkü en güçlü propaganda, en çok izlenende gizlidir.</p> <h2>Belki de En Derin Kehanet İçimizde</h2> <p>Bazen bir rüya, bir deja vu, bir iç ses sana bunu yaşayacaksın der. Ve sonra yaşarsın. Bunu kim söyledi? Sen mi? Evren mi? Zaman mı? Yoksa başka bir bilinç mi?</p> <p>Belki de asıl kahin; geleceği dışarıdan okuyan biri değil, onu kendi varlığında sezebilen biridir.</p> <p>Ve belki en sarsıcı ihtimal şudur: Gelecek zaten yaşanmış bir şeydir. Biz sadece tekrar izliyoruz. Ve bazıları, senaryoyu önceden okudu.</p>